Ayrılanları ve dargınları birleştirme;Aşk ve Bağlama Büyüsü;Giden sevgiliyi geri getirme;Büyü bozma büyüden kurtulmanın çözümü;Kısmet açma maddi sıkıntılar için çözümler;Kişiye özle Muska;Kişiye özel Vefk Tanzimi;Kişiye özel Güç Mantrası hazırlama sıkıntılarınız için irtibata geçin...
Sorunlarınız çözümsüz Değildir... Medyum Burak sizlerle
msn:medyumburak@gmail.com
burak@medyumburak.com
21 Haziran 2008 Cumartesi
18 Haziran 2008 Çarşamba
Vefk
VEFK NEDiR?
Vefk’in sözlük anlamı uyumdur, vefkin sağdan sola, yukarıdan aşağıya veya bir köşeden diğer köşeye olan evlerindeki sayıların toplamı birbirine eşit olduğu için bu adı almıştır, dini terminolojide ise vefk, tesirli Dua demektir.
Vefk bir dörtgen içinde birbirlerini dik olarak kesen doğruların arasında meydana gelen dörtgenlere, belirli zaman ve şartlarda, belli kurallar ile sayılar, sayıların değerlerinde harfler, kelimeler yada sayıların, harflerin ve kelimelerin beraber yazılmasıyla meydana getirilen şekildir.
VEFK NASIL ETKİ EDER ?
Belirli bir amacı elde etmek için yapılan vefk, kurallarına uygun yazıldıktan sonra, derecelerinin hizmetlilerinin isimleri bulunur. Bu hizmetliler Dua ve yemin vasıtasıyla istenen işlerde Allah’ın (C.C.) izniyle görevlendirilir, böylece etkili olur.
VEFKLER KAÇ ÇEŞİTTİR ?
Verfkler her sırasında bulunan kare sayısına ya da özelliklerine göre isimlendirilir.
Örneğin bir sırasında 3 kare varsa üçlü, 4 kare varsa dörtlü…………..10 kare varsa onlu vefk, bulunduğu gruba göre, Toprak, Hava, Ateş ve Su vefki, bağlı bulunduğu gezegene göre, Güneş vefki, ay vefki olarak isimlendirilir. Vefklerin bunlardan başka daha bir çok çeşidi de bulunur.
VEFKLERDE KULLANILAN SAYILAR VE HARFLER HANGİ DİLE AİTTİR ?
Vefklerde kullanılan harfler ve sayılar Arapça harfler ve sayılardır.
VEFK NASIL YAPILIR ?
A
rap alfabesindeki harflerin Ebced hesabında sayısal karşılıkları vardır, vefki yapılacak kelimenin veya cümlenin harflerinin sayısal değerleri Ebced hesabı tablosundan bulunur, toplanır ve elde edilen sayısal değerin vefki yapılır.
EBCED HESABI NEDİR ?
Ebced kelimesinin anlamı alfabedir, biz nasıl Türk alfabesine bazen ABECE diyorsak, Araplar da kendi alfabelerine Ebced demektedirler.
Vefk ilmi de dahil olmak üzere gizli ilimlerde kullanılan 28 harfli Arap alfabesinin Ebced tertibine göre dizilişinin Hazret-i Adem’e ( A.S. ) dayandığı rivayet edilir. Bu tertip ile alfabenin kullanıldığı tarih süreci içerisinde, zamanla bu harflere sayısal değerler verilmiş ve Ebced hesabı oluşturulmuştur. Bu sayısal değerler bu işin uzmanları, alimler tarafından denenmiş etkileri ve sonuçları makul karşılanmış ve kullanılmaya başlanmıştır.
VEFKLERDE KULLANILAN İSİMLER VE KELİMELER NELERDİR ?
Kişiye özel yapılan Vefklerde, özel bir konuda başarılı olma gibi vs..kullanılan kelimeler genelde Kuran-i Kerim Ayetleri talebin kendisi veya Allah’ın (C.C.) isimleridir. Büyü ve buna benzer işlerde kişi ve şahıs isimleriyle beraber Esma, Ayetler ve başka birçok kelimeler de kullanılır.
VEFK YAPILIRKEN HANGİ BİLGİLERE GEREK VARDIR ?
Vefkin yapılış kurallarını bilmek gerekir, bundan başka, burçlar, burçların özellikleri, uğurlu gün ve geceleri, birbirleri ile olan dostluk veya düşmanlıkları, burçların yönetici gezegenleri, gezegenlerin birbirleriyle olan dostluk ve düşmanlıkları, gezegen ( yıldız ) saatleri, gezegenlerin tütsüleri, günlerin ve gezegenlerin hizmetlilerinin isimleri ve vefkin derecelerinin hizmetlilerinin isimlerini bulma metotlarını da bilmek gerekmektedir.
Vefk yapmak için gereken bütün bilgiler ileriki sayfalarda tablolar halinde sırayla verilecek, nasıl ve hangi şartlarda kullanılacağı açıklanacaktır. Örnek Vefk yapılırken kullanılan bilginin hangi numaralı tablodan kullanıldığı ve nasıl kullanıldığı belirtilecektir, ayrıca verilen her tablodan hemen sonra o tablonun ne işe yarayacağı ve nasıl kullanılacağı da anlatılacaktır.
Vereceğimiz bütün bilgiler gerektiği gibi doğru zamanda ve doğru şartlarda kullanılırsa Allah’ın (C.C.) izniyle başarı kaçınılmazdır.
VEFK YAPARKEN DİKKAT DİLECEK HUSUSLAR
Vefk yapılırken dikkat edilecek hususları Vefk’in yapım aşamaları içinde anlatalım.
Vefkin yapımı Üç aşamada gerçekleşir.
BİRİNCİ AŞAMA :
Vefki çizmeye başlamadan yapılması gerekenler.
1. Psikolojik olarak hazırlanmalı, istek ve amaç kesin çizgilerle belirlenmelidir. Birçok anlam ifade edebilecek ve sonuçları kolayca anlaşılamayacak isteklerde bulunulmamalıdır.2. Dua,Havas ve Esma okunurken dikkat edilecek hususlar defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle uyulmalıdır.3. Başarının Allah’tan (C.C.) olduğuna kalben ve ruhen inanılmalı, Dua etmeli ve başarı Allah’tan (C.C.) dilenilmelidir, çünkü her şeyin mutlak sahibi odur.4. Yapılacak vefkin bulunduğu kitapta, o vefkin yapılma zamanı ve usulü ile ilgili bölüm yine defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle dikkat edilmelidir.5. Vefki çizmeye başlamadan önce o vefk için gerekli bütün bilgiler ( Burcunu, özelliklerini, saatini….vs ) hazırlanmalı vefkin müsveddesi yapılmalı ve o da defalarca kontrol edilmelidir.6. Kişiye özel vefk yapılacaksa ve vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa, o kişinin burcunun doğruluğu ve sair bilgiler kontrol edilmeli, burcunun özelliğinde ( su hava, toprak, ateş ) gezegenin gününde, saatinde yazılmalı ve okunacak Esmalar veya ayetler o saate denk getirilmelidir.7. İki kişi için vefk yapılacaksa ve yine vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa yapılacak işte başarı şansının olup olmadığının bilinebilmesi için, iki kişinin burçlarının birbirlerine olan uyumuna kesinlikle bakılmalıdır.8. Vefkte kullanılacak Arapça harfler, kelimeler sayılar defalarca kontrol edilmeli ve gereken hesaplar doğru yapılmalıdır.9. Vefkin dereceleri ve hizmetlilerinin isimleri çıkarılmalı, yemin oluşturulmalı ve kontrol edilmelidir.10.Yapacağınız vefkin tütsüsü belirlenmelidir.
İKİNCİ AŞAMA :
Vefki çizerken yapılması gerekenler
11. Vefkin çizgilerini çizdikten sonra içini doldurmaya en küçük sayıdan başlanmalı, vefkte sayıdan başka harfler veya kelimeler varsa Ebced tablosundan değerleri bulunup hesaplanmalı ve sıra ona göre belirlenmelidir.12. Vefki çizmeye başlamadan, niyet esnasında vefkin tütsüsü yakılmaya başlanmalıdır.13. Çizim sırasında ve vefki yaptıktan sonra kesin başarılı olunacağı bir an olsun akıldan çıkarılmamalı ve başarı için Allah’tan (C.C.)yardım dilenmelidir.14. Vefk için yapılacak özel bir zaman yoksa çizim için gece yarısından sonra bir zaman seçilmelidir.15. Vefki güneş ve ay ışığından uzak tutmalı, vefkin bir Dua olduğu unutulmamalı, yazarken ona saygı gösterilmelidir.16. Vefkin çizimi bittikten sonra, tüm satırların, sütunların ve bir köşeden diğer köşeye olan evlerin sayısal değerlerinin toplamı eşit olmalıdır.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA :
Vefki çizdikten sonra yapılması gerekenler
17. Çizim bittikten sonra derecelerin hizmetlileri bulunmalı, yemin oluşturulmalı ve hizmetliler görevlendirilmelidir.18. Vefk katlanmadan önce kendi tütsüsü ile tütsülenmelidir.19. Özenle, su geçirmeyecek bir şekilde katlanmalı ve yere düşürülmemelidir.20. Vefkin etkisinin çabuk gerçekleşmesi için okunması gereken Esmalar, Dualar gerektiği zamanda ve gerektiği sayıda okunmalıdır. Bu konuda da başarılı olabilmek için Dua, Havas ve Esma okunurken dikkat edilecek hususlar, defalarca okunmalı ve onlara
kesinlikle uyulmalıdır.
Vefk’in sözlük anlamı uyumdur, vefkin sağdan sola, yukarıdan aşağıya veya bir köşeden diğer köşeye olan evlerindeki sayıların toplamı birbirine eşit olduğu için bu adı almıştır, dini terminolojide ise vefk, tesirli Dua demektir.
Vefk bir dörtgen içinde birbirlerini dik olarak kesen doğruların arasında meydana gelen dörtgenlere, belirli zaman ve şartlarda, belli kurallar ile sayılar, sayıların değerlerinde harfler, kelimeler yada sayıların, harflerin ve kelimelerin beraber yazılmasıyla meydana getirilen şekildir.
VEFK NASIL ETKİ EDER ?
Belirli bir amacı elde etmek için yapılan vefk, kurallarına uygun yazıldıktan sonra, derecelerinin hizmetlilerinin isimleri bulunur. Bu hizmetliler Dua ve yemin vasıtasıyla istenen işlerde Allah’ın (C.C.) izniyle görevlendirilir, böylece etkili olur.
VEFKLER KAÇ ÇEŞİTTİR ?
Verfkler her sırasında bulunan kare sayısına ya da özelliklerine göre isimlendirilir.
Örneğin bir sırasında 3 kare varsa üçlü, 4 kare varsa dörtlü…………..10 kare varsa onlu vefk, bulunduğu gruba göre, Toprak, Hava, Ateş ve Su vefki, bağlı bulunduğu gezegene göre, Güneş vefki, ay vefki olarak isimlendirilir. Vefklerin bunlardan başka daha bir çok çeşidi de bulunur.
VEFKLERDE KULLANILAN SAYILAR VE HARFLER HANGİ DİLE AİTTİR ?
Vefklerde kullanılan harfler ve sayılar Arapça harfler ve sayılardır.
VEFK NASIL YAPILIR ?
A
rap alfabesindeki harflerin Ebced hesabında sayısal karşılıkları vardır, vefki yapılacak kelimenin veya cümlenin harflerinin sayısal değerleri Ebced hesabı tablosundan bulunur, toplanır ve elde edilen sayısal değerin vefki yapılır.
EBCED HESABI NEDİR ?
Ebced kelimesinin anlamı alfabedir, biz nasıl Türk alfabesine bazen ABECE diyorsak, Araplar da kendi alfabelerine Ebced demektedirler.
Vefk ilmi de dahil olmak üzere gizli ilimlerde kullanılan 28 harfli Arap alfabesinin Ebced tertibine göre dizilişinin Hazret-i Adem’e ( A.S. ) dayandığı rivayet edilir. Bu tertip ile alfabenin kullanıldığı tarih süreci içerisinde, zamanla bu harflere sayısal değerler verilmiş ve Ebced hesabı oluşturulmuştur. Bu sayısal değerler bu işin uzmanları, alimler tarafından denenmiş etkileri ve sonuçları makul karşılanmış ve kullanılmaya başlanmıştır.
VEFKLERDE KULLANILAN İSİMLER VE KELİMELER NELERDİR ?
Kişiye özel yapılan Vefklerde, özel bir konuda başarılı olma gibi vs..kullanılan kelimeler genelde Kuran-i Kerim Ayetleri talebin kendisi veya Allah’ın (C.C.) isimleridir. Büyü ve buna benzer işlerde kişi ve şahıs isimleriyle beraber Esma, Ayetler ve başka birçok kelimeler de kullanılır.
VEFK YAPILIRKEN HANGİ BİLGİLERE GEREK VARDIR ?
Vefkin yapılış kurallarını bilmek gerekir, bundan başka, burçlar, burçların özellikleri, uğurlu gün ve geceleri, birbirleri ile olan dostluk veya düşmanlıkları, burçların yönetici gezegenleri, gezegenlerin birbirleriyle olan dostluk ve düşmanlıkları, gezegen ( yıldız ) saatleri, gezegenlerin tütsüleri, günlerin ve gezegenlerin hizmetlilerinin isimleri ve vefkin derecelerinin hizmetlilerinin isimlerini bulma metotlarını da bilmek gerekmektedir.
Vefk yapmak için gereken bütün bilgiler ileriki sayfalarda tablolar halinde sırayla verilecek, nasıl ve hangi şartlarda kullanılacağı açıklanacaktır. Örnek Vefk yapılırken kullanılan bilginin hangi numaralı tablodan kullanıldığı ve nasıl kullanıldığı belirtilecektir, ayrıca verilen her tablodan hemen sonra o tablonun ne işe yarayacağı ve nasıl kullanılacağı da anlatılacaktır.
Vereceğimiz bütün bilgiler gerektiği gibi doğru zamanda ve doğru şartlarda kullanılırsa Allah’ın (C.C.) izniyle başarı kaçınılmazdır.
VEFK YAPARKEN DİKKAT DİLECEK HUSUSLAR
Vefk yapılırken dikkat edilecek hususları Vefk’in yapım aşamaları içinde anlatalım.
Vefkin yapımı Üç aşamada gerçekleşir.
BİRİNCİ AŞAMA :
Vefki çizmeye başlamadan yapılması gerekenler.
1. Psikolojik olarak hazırlanmalı, istek ve amaç kesin çizgilerle belirlenmelidir. Birçok anlam ifade edebilecek ve sonuçları kolayca anlaşılamayacak isteklerde bulunulmamalıdır.2. Dua,Havas ve Esma okunurken dikkat edilecek hususlar defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle uyulmalıdır.3. Başarının Allah’tan (C.C.) olduğuna kalben ve ruhen inanılmalı, Dua etmeli ve başarı Allah’tan (C.C.) dilenilmelidir, çünkü her şeyin mutlak sahibi odur.4. Yapılacak vefkin bulunduğu kitapta, o vefkin yapılma zamanı ve usulü ile ilgili bölüm yine defalarca okunmalı ve onlara kesinlikle dikkat edilmelidir.5. Vefki çizmeye başlamadan önce o vefk için gerekli bütün bilgiler ( Burcunu, özelliklerini, saatini….vs ) hazırlanmalı vefkin müsveddesi yapılmalı ve o da defalarca kontrol edilmelidir.6. Kişiye özel vefk yapılacaksa ve vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa, o kişinin burcunun doğruluğu ve sair bilgiler kontrol edilmeli, burcunun özelliğinde ( su hava, toprak, ateş ) gezegenin gününde, saatinde yazılmalı ve okunacak Esmalar veya ayetler o saate denk getirilmelidir.7. İki kişi için vefk yapılacaksa ve yine vefkin yapılması için özel bir bilgi yoksa yapılacak işte başarı şansının olup olmadığının bilinebilmesi için, iki kişinin burçlarının birbirlerine olan uyumuna kesinlikle bakılmalıdır.8. Vefkte kullanılacak Arapça harfler, kelimeler sayılar defalarca kontrol edilmeli ve gereken hesaplar doğru yapılmalıdır.9. Vefkin dereceleri ve hizmetlilerinin isimleri çıkarılmalı, yemin oluşturulmalı ve kontrol edilmelidir.10.Yapacağınız vefkin tütsüsü belirlenmelidir.
İKİNCİ AŞAMA :
Vefki çizerken yapılması gerekenler
11. Vefkin çizgilerini çizdikten sonra içini doldurmaya en küçük sayıdan başlanmalı, vefkte sayıdan başka harfler veya kelimeler varsa Ebced tablosundan değerleri bulunup hesaplanmalı ve sıra ona göre belirlenmelidir.12. Vefki çizmeye başlamadan, niyet esnasında vefkin tütsüsü yakılmaya başlanmalıdır.13. Çizim sırasında ve vefki yaptıktan sonra kesin başarılı olunacağı bir an olsun akıldan çıkarılmamalı ve başarı için Allah’tan (C.C.)yardım dilenmelidir.14. Vefk için yapılacak özel bir zaman yoksa çizim için gece yarısından sonra bir zaman seçilmelidir.15. Vefki güneş ve ay ışığından uzak tutmalı, vefkin bir Dua olduğu unutulmamalı, yazarken ona saygı gösterilmelidir.16. Vefkin çizimi bittikten sonra, tüm satırların, sütunların ve bir köşeden diğer köşeye olan evlerin sayısal değerlerinin toplamı eşit olmalıdır.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA :
Vefki çizdikten sonra yapılması gerekenler
17. Çizim bittikten sonra derecelerin hizmetlileri bulunmalı, yemin oluşturulmalı ve hizmetliler görevlendirilmelidir.18. Vefk katlanmadan önce kendi tütsüsü ile tütsülenmelidir.19. Özenle, su geçirmeyecek bir şekilde katlanmalı ve yere düşürülmemelidir.20. Vefkin etkisinin çabuk gerçekleşmesi için okunması gereken Esmalar, Dualar gerektiği zamanda ve gerektiği sayıda okunmalıdır. Bu konuda da başarılı olabilmek için Dua, Havas ve Esma okunurken dikkat edilecek hususlar, defalarca okunmalı ve onlara
kesinlikle uyulmalıdır.
4 Haziran 2008 Çarşamba
Papaz Büyüsü
-hayz kanı ile yapılan ve pagan dönemlerden kalan en etkili büyü çeşitlerinden birisidir...
-genellikle kadim süryani dili ile okunan dualar kullanıldığı için papaz büyüsü adını alır...
-kadının hayz günü başlangıcın daki ilk kan ile yapılır...
-sıcak ve soğuk şekli vardır...
-bir çok amaç için yapılır (bağlama,muhabbet,kısırlık,soğutma ve cinsel tercih değişikliği için)
-bazı ünlü bayanların genç erkekler üzerinde uygulattığı gibi bir rivayet te vardır...
-genellikle kadim süryani dili ile okunan dualar kullanıldığı için papaz büyüsü adını alır...
-kadının hayz günü başlangıcın daki ilk kan ile yapılır...
-sıcak ve soğuk şekli vardır...
-bir çok amaç için yapılır (bağlama,muhabbet,kısırlık,soğutma ve cinsel tercih değişikliği için)
-bazı ünlü bayanların genç erkekler üzerinde uygulattığı gibi bir rivayet te vardır...
Büyü Ve Sihir
NAZARNazar... (yani göz degmesi) bu kelime Arapca kökenli olup Türkçe karsiligi dikkatli bakis anlamindadir. dikkat'i bir nokta'da toplamak,yogunlasmak,heves etmek gibi yada çok istemek, veya kiskanmak gibi terimlerle tanimlanabilir ÜZERIMDE BÜYÜ VARMI? Büyüler Belirli Siniflarla Gruplanmistir:
Secere (Aileden Gelen Geçmişten Etki...)Çapraz ( Bir Kisiyi Birden fazla Farkli noktalardan yapilan )Mender ( Ayriligina Yönelik çok güçlüdür..)Zilhar ( Basit ama kisiyi iç sikintisini artiran tarz..)Burma ( Neye el atsa kurusun Iflas etsin...)Hahame ( Incil ve tevrat tan faydalanilir bir haham yada papazdan faydalanilir etkisi güçlü tarzlari barindirir.Hal arasinda Papaz Büyüsü de denir)Sereme ( Yildiz düşürmek ruhu hapsetmek için yapilir)Cannile ( Cin musallat etmek için yapilir..)Pindar ( Hayvan sakadatiyla yapilan hastalik felç büyü tarzlarini içerirKirca ( Aile de Anneyi babayi kardesleri birbirine düşürme ...)Elamme (Korku Hiper panik Karabasan v.b için Genelde Savaslarda ordulara karsi kullanilmistir...)Daha Yızlerce Büyü için bunlar Katagorize edilmis ve adlandirilmistir.1) Askta Her sey çok iyi güzel giderken birden biçak gibi Iliskiniz kesildi ise!
2) Isinizde Basarilisiniz Fakat Ne yaparsaniz yapin Düsündügünüzün Olmasi gereken olumlu sonuçları maddi olarak alamiyorsaniz!
3) Esiniz Artik size dokunmak hatta görmek dahi istemiyor Sizi Seytan gibi gürüyor yada Eski ilgisi ve davranislari tamamen degisti ise !.4) Mutlu ve Huzurlu olamiyorsaniz sürekli bas agrisi,Iç sikintisi,Ani panik ataklar,Süphecilik,Yanlizlik hissi,Kimseye güvenememe ,Uyku düzensizligi, Banyoda gözlerinizi kapali tutmaktan korkma ....daha sayabilecegim pek çok Rahatsiz edici huzur bozucu Halleriniz irade disi davranislariniz varsa mutlaka ,Ebced'i depna ya baktiriniz.
Erken Teshis sizi her zaman Hayatinizin birdaha geri dönüsi olmiyan yollara girmesine daha basinda Farkettirip Engelliyebilir.Ebced'i depna Seytanin Hiç sevmedigi bir kelimedir.Sizi kurtulusa
KARA BÜYÜ; NEDIR VE ÇESITLERI NELERDIR:
Kara büyü ; KÖTÜLÜK, Için yapilan büyüdür,.Kara büyü insanin hayatina sagligina mal ve mülküne evine-barkina-hayvanlarina yönelmis olan ,BÜYÜDÜR;
Sevisenleri-evli esleri birbirinden sogutmak ve ayirmak konusma kabiliyetini cinsi kudreti-uykuyu vs baglamak hisim ve düsman kabul edilen kisiyi hasta etmek.Kara büyü asil sihir ki bazi kimseler perilerin ve hususiyetle seytanlarin yani kafir cinlerin müdahalesiyle bu büyü islemini yaparlar.Halk arasinda bu tarz büyüleriyapanlar hos karsilanmaz
Secere (Aileden Gelen Geçmişten Etki...)Çapraz ( Bir Kisiyi Birden fazla Farkli noktalardan yapilan )Mender ( Ayriligina Yönelik çok güçlüdür..)Zilhar ( Basit ama kisiyi iç sikintisini artiran tarz..)Burma ( Neye el atsa kurusun Iflas etsin...)Hahame ( Incil ve tevrat tan faydalanilir bir haham yada papazdan faydalanilir etkisi güçlü tarzlari barindirir.Hal arasinda Papaz Büyüsü de denir)Sereme ( Yildiz düşürmek ruhu hapsetmek için yapilir)Cannile ( Cin musallat etmek için yapilir..)Pindar ( Hayvan sakadatiyla yapilan hastalik felç büyü tarzlarini içerirKirca ( Aile de Anneyi babayi kardesleri birbirine düşürme ...)Elamme (Korku Hiper panik Karabasan v.b için Genelde Savaslarda ordulara karsi kullanilmistir...)Daha Yızlerce Büyü için bunlar Katagorize edilmis ve adlandirilmistir.1) Askta Her sey çok iyi güzel giderken birden biçak gibi Iliskiniz kesildi ise!
2) Isinizde Basarilisiniz Fakat Ne yaparsaniz yapin Düsündügünüzün Olmasi gereken olumlu sonuçları maddi olarak alamiyorsaniz!
3) Esiniz Artik size dokunmak hatta görmek dahi istemiyor Sizi Seytan gibi gürüyor yada Eski ilgisi ve davranislari tamamen degisti ise !.4) Mutlu ve Huzurlu olamiyorsaniz sürekli bas agrisi,Iç sikintisi,Ani panik ataklar,Süphecilik,Yanlizlik hissi,Kimseye güvenememe ,Uyku düzensizligi, Banyoda gözlerinizi kapali tutmaktan korkma ....daha sayabilecegim pek çok Rahatsiz edici huzur bozucu Halleriniz irade disi davranislariniz varsa mutlaka ,Ebced'i depna ya baktiriniz.
Erken Teshis sizi her zaman Hayatinizin birdaha geri dönüsi olmiyan yollara girmesine daha basinda Farkettirip Engelliyebilir.Ebced'i depna Seytanin Hiç sevmedigi bir kelimedir.Sizi kurtulusa
KARA BÜYÜ; NEDIR VE ÇESITLERI NELERDIR:
Kara büyü ; KÖTÜLÜK, Için yapilan büyüdür,.Kara büyü insanin hayatina sagligina mal ve mülküne evine-barkina-hayvanlarina yönelmis olan ,BÜYÜDÜR;
Sevisenleri-evli esleri birbirinden sogutmak ve ayirmak konusma kabiliyetini cinsi kudreti-uykuyu vs baglamak hisim ve düsman kabul edilen kisiyi hasta etmek.Kara büyü asil sihir ki bazi kimseler perilerin ve hususiyetle seytanlarin yani kafir cinlerin müdahalesiyle bu büyü islemini yaparlar.Halk arasinda bu tarz büyüleriyapanlar hos karsilanmaz
25 Mayıs 2008 Pazar
Muska Nedir?
Muska , bir kağıda Kur’an-ı Kerim’den şifa verici ve koruyucu ayetlerin yazılması ile bunun üzerine nefes edilmesidir.Burada dikkat edilmesi gereken husus, sadece kağıda yazı yazmak sureti ile bir tesir meydana gelmez. Bunu yazan kişinin Yazılanlara manyetik bir nefes etmesi işlem için gereklidir.
Kimi insan nefesiyle, kimisi gözleriyle, kimisi elleriyle manyetik akım vererek cinlerden veya havadan gelen manyetik akımın sebep olduğu rahatsızlığı yok ederler. Hz. Peygamber rahatsız olanların bazılarına, bazı sahabelerin nefes etmelerini, okumalarını, muskaya bazı şifa ayetlerinin yazılmasını tavsiye etmiştir.
Hz Peygamber sahabelerle beraber otururken, birden biri koşarak Ey Allah'ın Resulü "Beni akrep soktu" deyince, sahabelerden bir tanesi "Ya Resulullah, ben Rukye yapabilir miyim?." dedi. İzin alınca , Rukye yaptı, okudu, nefes etti. Rahatsızlık giderildi.
Asrı saadet zamanında Hz. Peygamber kötülüğe ve şerre sebep olabilecek muska ve Rukye yi yasaklamıştır. İyilik ve sağlığa faydalı olabilecek muska ve Rukye ye izin vermiştir. Hz. Aişe validemize nazar isabet edip, rahatsız olduğunda, Hz. Peygamber ona muska yazılmasını ve bunu üzerinde taşımasını tavsiye etmiştir.
Hz peygamber hastalığından dolayı muzdarip olan insanlara Kuran’dan sure ve ayetleri okuyup nefes ederlerdi.Aynı zamanda ağrıyan yerlere mübarek eliyle mesh ederlerdi ki bu bir manyetik pasdır bir biyo enerjidir.
Kimi insan nefesiyle, kimisi gözleriyle, kimisi elleriyle manyetik akım vererek cinlerden veya havadan gelen manyetik akımın sebep olduğu rahatsızlığı yok ederler. Hz. Peygamber rahatsız olanların bazılarına, bazı sahabelerin nefes etmelerini, okumalarını, muskaya bazı şifa ayetlerinin yazılmasını tavsiye etmiştir.
Hz Peygamber sahabelerle beraber otururken, birden biri koşarak Ey Allah'ın Resulü "Beni akrep soktu" deyince, sahabelerden bir tanesi "Ya Resulullah, ben Rukye yapabilir miyim?." dedi. İzin alınca , Rukye yaptı, okudu, nefes etti. Rahatsızlık giderildi.
Asrı saadet zamanında Hz. Peygamber kötülüğe ve şerre sebep olabilecek muska ve Rukye yi yasaklamıştır. İyilik ve sağlığa faydalı olabilecek muska ve Rukye ye izin vermiştir. Hz. Aişe validemize nazar isabet edip, rahatsız olduğunda, Hz. Peygamber ona muska yazılmasını ve bunu üzerinde taşımasını tavsiye etmiştir.
Hz peygamber hastalığından dolayı muzdarip olan insanlara Kuran’dan sure ve ayetleri okuyup nefes ederlerdi.Aynı zamanda ağrıyan yerlere mübarek eliyle mesh ederlerdi ki bu bir manyetik pasdır bir biyo enerjidir.
CİNLER
Cin’in lugattaki manası gizliliktir, görünmeyen gizli varlıklar demektir. Cinlerin asıl suretini gören olmamıştır. Cinlerin hakikatini göremeyiz. Çünkü cinler metafizikdir manadır görülmeyecek kadar latif varlıklardır.
Kur'an'de iki yüzden fazla ayetler cinlerin yaratılışından varlığından insanlardan önce yaratıldığından bahseder ayrıca özellikle kuran'ın 72. suresi olan 28 ayetten müteşekkil cin suresi hep cinlerden bahseder. Bu bakımdan mutlak bir varlık olarak cinlerin inkarı İslam inancına göre mümkün değildir. Pozitif ilim de cinlerin varlığını ve görünmez olduklarını kabul etmektedir.
Cinler dünyadaki insan sayısının beş katıdır. Ömürleri 800 ile 1000 yıldır hatta daha fazladır. insanlar gibi hayat şartları var. Birbirleriyle evlenebilir, hatta çoluk çocuk sahibi olabilirler.
İnsanları, dağları, taşları, ağaçları, yerleri, gökleri, denizleri ve nehirleri yaratan Allah, tıpkı onlar gibi birer varlık olan cinleri de yaratmıştır. Cinler de Allah (C.C.) tarafından yaratılmış olan tüm varlıkların gözle görülmeyen birer fertlerdir. Kur'anın ifadesine göre asıl maddeleri ateştir. Son derece latif ve ince cisimli oldukları için, gözle görülmezler. Tıpkı nurani olan melekler gibi. Onların gözle görünmemesi yokluklarını gerektirmez. Vardırlar ama görünmezler. Varlıkları Kur'an ve hadislerle sabittir. İnkarı mümkün değildir.
BÜYÜK ALİM ŞEYH ŞA'RAVİ buyururlar ki; " Gaybi işlerde dini meselelere gelince, bunlara iman etmek vaciptir. Mahiyetini ve keyfiyetini bilmesek bile. Çünkü imanın bir zirvesi vardır ki, o da Allah'a iman etmektir. Bir kere kendi isteğinle Allah'a iman ettin mi? Aklınla zirvenin altına girdin mi? Aklın alsın, almasın Allah'ın her dediğini kabul etmek zorundasın. Çünkü bilmemek ve görmemek de hiçbir zaman delil sayılmaz. Çünkü maddeyi gören gözler, manaya da inanmak mükellefiyetindedir. Yani bir şeyin varolduğunu bilmemek, o şeyin yok olduğunu göstermez.
A raf Suresi Ayet : 27 Sayfa : 154
"Ey Adem oğulları, çirkin ve ayıp yerlerini kendilerine göstermek için ebeveyniniz olan Adem ile Havva'nın elbiselerini soyarak, şeytan onları nasıl cennetten çıkardı ise, sakın size de bir bela yapıp, sizi saptırmasın. Çünkü şeytan ve kabilesi kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Biz şeytanları iman etmeyenlere dostlar yaptık."
Ayet-i Kerime'den anlaşılıyor ki, insanlar cinlerin asıl şekil ve suretlerini göremezler. Ancak herhangi bir kılığa girerlerse mümkündür. Ama cinler her surette ve her zaman insanları görürler.
Hicr Suresi Ayetler: 26 ve 27 Sayfa: 264
“Andolsun ki, biz insanı balçık haline gelmiş, kuru bir çamurdan yarattık.” “Cinleri de sizden önce, dumansız, azgın ve şiddetli ateşten yarattık.”
Rahman Suresi Ayetler: 14 ve 15 Sayfa: 532
" İnsanı kurumuş, kerpiç haline gelmiş kuru bir çamurdan yarattık. " " Cinleri de dumansız bir alevden yarattık. "
1. İnsanların arasında bulunan, yerleşen ve göç eden cinlere, AMMAR denir. 2. Çirkinleşip şirret haline gelen cinlere ŞEYTAN denir. 3. Çocuklara musallat olan cinlere ERVAH denir. 4. Yaramaz ve güçlü cinlere de İFRİT adı verilir.
a. Kanatları vardır kuş gibi uçarlar. b. Yılan, kedi, köpek, manda, keçi ve haşere hayvanlar şeklindedir. c. Diğer bir sınıftır ki onlara hesap ve ceza vardır.
CİNLERİN ÖZELLİKLERİ
1.Cinlerin kılıktan kılığa, şekilden şekle girme özellikleri vardır.
Cinler bir çok kılığa girdikleri gibi, daha çok insan kılığına da girmeleri mümkündür. Enfal Suresi Ayet: 30 Sayfa: 181 ayetindeki ifade aynen şöyledir; Bir gün Kureyş kafirlerinin ileri gelenleri bir araya gelip, 'Muhammed'i hapsedelim mi? Öldürelim mi? Veya Mekke'den sürelim mi? ' diye birbirleriyle istişare ederken, cinlerin ilk yaratılanı şeytan, namı diğer iblis, üstü başı pis, kötü bir insan kılığında bunlara yanaşıp, öldürmeleri için vesvese ile telkin etmiştir.
Hz. Ayşe validemiz bir gece cinler tarafından yatağından kaldırılarak yüksek bir mahkemenin huzuruna getirilir. sebebini sorunca cinler aleminden bir müslüman cini öldürdün. Bunun mahkemesi görülecek, denildi. O da: Ben nerede bir cini öldürdüm dedi. Sen Kuran-ı Kerim okurken, bizim müslüman cin kardeşlerimizden birisi bir yılanın içine girerek seni dinlemeye geldi. Siz hanenizde o yılanı görünce öldürdünüz. Dolayısıyla içinde bulunan kardeşimizde öldü. Bunun hesabı görülecek. Bu Hadisenin sonunda barış ve anlaşma yapılarak. Olay tatlıya bağlandı.
Cinler insanlar gibi canlı, şuurlu, ve akıllı varlıklardır. Yalnız akıl ve muhakeme konusunda insan daha üstündür. Cinlerin sürat ve görüntü verme, geçmişe gidip gelme gibi bizden üstün tarafları da vardır. Bununla beraber bizim gibi onların da ruhları vardır. Ruh sayesinde canlı kalmaktadırlar. Aramızdaki fark bizim ruhumuz molekül yığını yeni maddedir. Cinlerin ruhu ise bir enerji akımının içindedir.
2.Hızlılık özellikleri vardır.
Cinler sesten hızlıdırlar. Titreşim hızlılıkları saniyede 300.000 km den fazladır. Bir saniyede Dünyanın bir yerinden diğer yerine ulaşacak hızlılıktadırlar.
Neml Suresi Ayetler : 38 ve 39 Sayfa : 381
“Süleyman cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil adamlarına dönerek, -Ey ileri gelenler, Yemen Sultanı olan Belkıs, Müslüman olarak gelmeden önce, tahtını, yetkisini bana hanginiz getirecek dedi.” “Cinlerden bir ifrit, -ben o tahtı sana yerinizden kalkmadan getiririm. Benim buna gücüm yeter, ona hiç bir zarar vermeyecek kadar, güvenilir ve eminim- dedi”
Yukarıdaki ayetin ifadesinden anlıyoruz ki, Hz. Süleyman Belkıs'ın tahtını Yemen'den getirmek isteyince, bir cin ' Sen makamından kalkmadan,ben onu sana getiririm. Benim buna yetecek gücüm var ' demiştir. Süleyman (A.S.) Kudüs'te, getirilecek taht ise Yemen'deydi. Onu bir saniyede getirmek büyük bir hız ve büyük bir güce sahip olmak demektir.
3.Semaya çıkıp, semadaki haberleri çalıp öğrenme özellikleri vardır. Ancak, Hz. Peygamber’ in doğumundan sonra bu yasaklanmıştır.
Peygamber Efendimiz (SAV) yanında bulunan arkadaşlarına; " Herkese cinlerden bir arkadaş verilmiştir" buyurdular. Sahabe ; " Ya Resulullah sana da mı cinlerden bir arkadaş verildi? " diye sorduklarında, Resulullah; "Evet, bana da cinlerden bir arkadaş verildi. Ancak Allah ona karşı beni güçlü kıldı. O cin müslüman oldu. " buyurdular.
Cinler de inanlar gibi Allah'a ibadet ve itaat etmekten mesuldurlar. Bunlara akıl verildiği için yaptıkları işlerden sorumlu olurlar. Bu itibarla akıl sadece insanlarda, cinlerde ve meleklerde vardır. Hayvanlarda akıl yoktur. Zeka, his, içgüdü ve ilham vardır. İpek böceğinin ipek, arının bal yapması zekası, içgüdüsü ve ilhamı sayesinde olur.
Şuara Suresi Ayet: 212 Sayfa: 377
" Şüphe yok ki cinler semaya çıkıp oradaki haberleri öğrenmelerinden, meleklerin sözünü işitmelerinden, gayb haberlerini öğrenmelerinden azledilmişlerdir. "
Mülk Suresi Ayet: 5 Sayfa: 563
“Yemin olsun ki en yakın semayı kandillerle, yıldızlarla süsledik ve onları şeytanlar için atılacak taşlar yaptık. Bu taşlar meleklerden sır çalmaya gelen şeytanları öldürür veya sakatlar. Ve o şeytanlara çılgın ateş azabı hazırladık.”
Cin Suresi Ayetler: 8 ve 9 Sayfa: 573
“ Cinler – Doğrusu biz semayı yokladık da, onu bekçiler ve gök taşları ile doldurulmuş bulduk.- “ “ Halbu ki biz Peygamberin gönderilmesinden önce, haber dinlemek için gök yüzünün bazı yerlerinde otururduk, haberleri öğrenirdik. Fakat şimdi kim haberleri dinleyecek olursa, kendisini gözetleyen yalın bir ateş buluyor. ”
Hz. Resulullah'ın doğduğu gece aşağıdaki sıralayacağım hadiseler ve mucizeler meydana gelmiştir.
1. Kabe’deki lat, uzza ve menat gibi kafirlerin taptığı yüzlerce put yere serilmiştir. 2. İran kısrasının MEDAYİN şehrindeki sarayının burçları yıkılmıştır. 3. Mecusilerin yani ateşe tapanların bin yıldan beri yanan ateşi aniden sönmüştür. 4. Mukaddes sayılan SAVA gölünün suyu çekilerek kurumuştur. 5. ŞAM tarafında bin yıldan beri kuru bir vadi olan ve suyu akmayan SEMAVE nehri dolup taşarak akmaya başlamıştır. 6. Hazreti Peygamberin doğduğu geceden itibaren şeytan ve cinlerin gayb haberlerini öğrenmeleri için semaya çıkmaları yasaklanmıştır. Böylelikle kahinlere, sihirbazlara gayb haberlerini veremez olmuşlardır.
CİNLERİN MELEKLERDEN FARKI
1. Allah melekleri nurdan, cinleri ise ateşten yarattı.
Sad Suresi Ayet: 76 Sayfa: 458
“ İblis, ‘ Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. O’nu ise topraktan yarattın. ‘ dedi. “ Bu ayetin ifadesine göre, cinlerin mutlak suretle ateşten yaratıldığının kanıtıdır.
Hz. Peygamber buyuruyor ki;
" Melekler nurdan, şeytan ateşten, insanlar topraktan yaratıldı. "
2. MELEKLER Allah'a isyan etmezler. ŞEYTAN Allah’a isyan etti.
Kehf suresi Ayet : 50 Sayfa : 300
“ Biz meleklere Adem’e secde edin dediğimizde İBLİS hariç hepsi secde etti. İBLİS cinlerdendi ve Allah’ın emrinden harice çıktı. ‘ Ey insanlar, beni bırakıpta iblis ve onun zürriyetini dostlar mı ediniyorsunuz ? Halbuki onlar size düşmandırlar. Zalimler için ne fena bedel. ‘ “ Bu ayetten anlıyoruz ki, şeytanlar cinlerin isyan eden ve Allah’ın emirlerine karşı çıkan gurubudur.
Tahrim suresi Ayet : 6 sayfa : 561
"O melekler Allah'ın emrettiği hususlarda asi gelmezler, isyan etmezler, emir olunduklarını yaparlar. Allah'a baş kaldırmazlar. "
3. MELEKLER, yemezler, içmezler, üreyip, çoğalmazlar. CİNLER ise, yerler, içerler, üreyip, çoğalırlar. Sayıları insanlardan daha çoktur. Cinlerin latif ve ince varlık olmaları, üreyip çoğalmalarına engel değildir. Kendilerine iyiliği dokunan insanları ödüllendirirler, saygısızlık yapanları da cezalandırırlar. Bazı insanları etki altına alıp kendi isteklerine alet ederler veya kötü işler yaptırırlar. Hatta bazen insanlara aşık olan cinler bile vardır, bu durumda sevgililerini kaçırarak onlara sahip olurlar. İslamiyet açısından, iyi huylu "müslüman cinler" ve kötü huylu “kafir cinler“ de vardır. Bu tür cinler daha çok büyücülükle uğraşanların ilgisini çekmektedir. "Huddam" (hizmetçiler) adı altında bulunan bu cinler sayesinde hastalıkların iyileştirildiği, kötülüklerin defedildiği ve bir takım doğaüstü olayların meydana getirildiği varsayılmıştır.
CİNLER NEREDE YAŞARLAR
BİLAL BİN EL-HARİS ‘ den rivayettir :"Bir yolculuk sırasında Resulullah'la birlikte bir yerde konakladık, defi hacet için dışarıya çıktılar. Bende peşinden ibrik götürdüm. Yanına yaklaştığımda bazı insanların birbirleriyle kavga eder gibi, ağız dalaşı yaptıklarını gösteren sesler işittim. Hiç böyle ses işitmemiştim, sonra Resulullah geri döndüler, kendisine YA Resullullah ; senin yanında bazı erkeklerin kavga seslerini duydum.
Ama ağzından konuşan kimseyi görmedim, dedim. Rasulullah (SAV) müslüman cinler ile müşrik cinler birbirleriyle kavga edip, çekiştiler, beni aralarına hakem tayin ettiler. Kendilerini bir yerlere yerleştirmemi istediler. Ben de müslüman olan cinleri köy ve dağlara, müşrik olan cinleri de, dağlarla denizler arasına yerleştirdim buyurdular. “ Ayrıca cinler hamamlarda, mezarlıklarda, pis yerlerde, ahırlarda, çöplüklerde, ıssız yerlerde, duvar deliklerinde ve ağaç kovuklarında yaşarlar.
Peygamber Efendimiz(SAV); " Bana Nusaybinli cinlerden bir grup geldi, iyi cinlerdi. Benden yiyecek istediler, bende Allah'a dua ettim. Rastladıkları kemik ve tezekler onların yiyecekleri olsun. Tezek ve kemikle taharet almayın. Çünkü onlar cin kardeşlerinizin azığıdır.” buyurdular. Cinler insan artıklarını yerler. Cinlerin yemekleri besmele çekilmeden yenen yemeklerdir. Ayrıca tezek ve kemikler de onların yiyecekleridir.
Cinlerin insanlar gibi sosyal hayatları vardır. Onların da düğünleri, şenlikleri, toplantıları, seminerleri, konferansları vardır. Üreyip çoğalırlar. Yerler, içerler. Fakat onların yeyip içmeleri, koku duyusuyladır. Nefsani olarak doyarlar. Ayrıca cinlerin para kuru soğan ve sarımsak kabuğudur. Bunlar kesinlikle yakılmayacaktır. Aksi halde cinlerin hışmına uğrarsınız, yani zarar görürsünüz.
İNSANLAR CİNLERLE İRTİBAT KURABİLİR
İnsanlar cinlerle irtibat ve iletişim kurabilirler. Bu mümkündür. Ancak cinlere hükmedemezler. Cinleri tahakküm altına alamazlar. Bu yetki , Kuran'ın ifadesine göre Hz. Süleyman (A.S.)'a verilen bir yetkidir. Hz Süleyman'ın camdan sarayı vardı bu sarayı cinlere yaptırmıştır. Cinler metafizik aleminin sakinleri olması itibariyle, enerji ve ışından ibarettir.
Ben ve benim gibi özelliği olan insanların cinlerle konuşması mümkündür. Fakat bu konuşma, bu görüşme, bu irtibat ve iletişim fizik aleminin sakinlerinden olan insanlarla konuşur gibi değildir, çünkü insanlar metafizik değil fizikseldir ve molekül yığınından ibarettir. Beynimize gelen manyetik akımı sese dönüştürürüz. Bir çok insanların da beynine manyetik akım gelir. Ancak sese dönüştürmek, iletişim ve irtibat kurmak ayrı bir sanat, ayrı bir hüner, ayrı bir beceri ve ayrı bir özelliktir.
Bazı insanların fizik aleminden metafizik alemine geçişleri mümkündür. İmam-ı Rabbani, İmam-ı Azam, Abdulkadir Geylani, Muhiddin Arabi, Mevlana Halid-i Bağdadi bunlardan bazılarıdır.
İnsan ruhu metafizik aleminde cinlerden daha hızlı, daha kabiliyetli ve daha kuvvetlidir. Hz. Süleyman (A.S.) cinlerden insanlardan ve kuşlardan müteşekkil askerine, Sebe melikesinin tahtını hanginiz bana getirir dediğinde cinlerden bir ifrit, yerinden kalkmadan getiririm dedi.
Ehli kitaptan ve veliyullahdan olan ayrıca Hz. Süleymanın veziri Asaf bin Berhiya ismindeki bir zat, gözünü kırpmadan getiririm dedi. Tahtı yanında gören Hz. Süleyman . "Bu hal, bu kuvvet ve bu kudret mutlak ve mutlak Rabbimdendir." deyip Allah'a şükr etmiştir.
Sad Suresi Ayetler : 35, 36 ve 37 Sayfa : 456
“Ey Rabbim, bana öyle bir mülk, yetki ve ruhsat ver ki. Benden sonra hiç kimse de olmasın, muhakkak sen bütün dilekleri verensin, VAHHAB’ sın.” “Biz rüzgarı onun emrine bağlı kıldık, emri ile istediği yere rahatça akar giderdi.” “Cinleri de onun emrine bağlı kıldık. O cinlerin kimisi bina ustası, kimide dalgıçtı.”
Enbiya suresi Ayetler: 81 ve 82 Sayfa : 329 ve 330
“ Süleyman’ ın emrine esen rüzgarı verdik ki, bu rüzgar O’ nun emri ile içine bereketler verdiğimiz yere (Şam’a ) esiyordu. Biz her şeyi biliyorduk. " “ Cinlerden O’ nun için dalgıçlık edenleri ve daha başka işte çalışanları emrine verdik. Ve hep onları zapteden bizdik. “
Bu ayetlerin ifadelerinden anlıyoruz ki, Hz. Süleyman bina ve duvar ustalarına hanlar hamamlar, çeşmeler ve mescitler yaptırıyordu. Hatta Kudüsdeki Mescid-i Aksa’yı cinlere yaptırdığı mütevatirdir. Cinlerin dalgıçlarına da Kızıldeniz’ den inci ve mercan çıkarttırıyordu.
Neml suresi Ayetler : 17 ve 18 Sayfa : 379
“Birden Süleyman için cinlerden, insanlardan ve kuşlardan teşekkül eden orduları toplandı. Bütün bunlar toplandığı yerden sevk ve idare ediliyorlardı.” “Nihayet Süleyman ve insanlardan, cinlerden, kuşlardan müteşekkil ordusu Şam’ daki karıncası bol olan, karınca vadisine vardıkları zaman, karıncaların hükümdarı olan bir karınca şöyle dedi; ’ Ey karıncalar, yuvalarınıza girin Süleyman ve müteşekkil ordusu sizi fark etmeyerek ezip geçmesin. ‘ “
Ayetlerin ifadelerinden özet olarak anlıyoruz ki, cinleri tahakküm altına alanların HZ. Süleyman gibi bir güce sahip olması gerek.
CİNLER İNSANLARI ÇARPARLAR MI ?
Bakara Suresi Ayet : 275 Sayfa : 48
“Faiz yiyenler, mahşer günü kabirlerinden, cinlerin çarptığı kişiler gibi kalkarlar”
Cinler bir nevi yelden ibarettir. İnsan ise sürekli nefes alır verir, bu yüzden cinler herhangi bir yerinden insan bedenine girerler. Bu şekilde vücudun herhangi bir organına rahatça tesir eder. Cinler ateşin duman tarafından yaratılmıştır. Duman ise insan vücuduna rahatlıkla girebilir. Sigara dumanının girmesi gibi. Ekseriyetle beyine yerleşirler.
Çünkü oradan diğer uzuvlara kolay etki edebilirler. Hastanın dilinden konuşan bazı cinler de beyinde olduklarını haber verirler. Cinler beyine girip orada yerleştikleri gibi Vücudun herhangi bir yerine de yerleşirler. Sebepsiz ağrı ve sancıya sebep olurlar.
Cinler, bazı insanların beynine manyetik akım verirler. O manyetik akım insanın enerji ve elektrik üreten sistemini bozar. Artık o insanın rolantı bozulmuş demektir. Vücudun bazı organlarına elektrik gitmez. İnsanın sinirlerine, beyin sistemine tesir eder. Bu sefer vücudun ürettiği enerji ve elektrik akımı düzensiz hale gelir. En gelişmiş rontgen makinelerinin çekemediği, tesbit edemediği manyetik yaralar ve ağrılar ortaya çıkar. Manyetik akım zamanla hücre düzenine tesir eder. Biyolojik bazı rahatsızlıklara yol açar. Kişi artık psikolojik bir hasta durumundadır.
Bu gibi durumlarda kabiliyetli olup, elinde gözlerinde manyetik yoğunluğu olan kişiler, insanların hangi bölgelerinin hassas olduğunu, menfez ve kanalların nerede bulunduğunu, hangi yerden akım aldığını tespit ederler.
Peygamber Efendimiz(SAV) ;" Şeytan insanoğlunun damarlarındaki kana karışıp, kan gibi akar. " buyurmuşlardır. Çünkü, cinler insan beynine hulûl etme kabiliyetine sahiptirler. Hatta etki altına aldıkları kişiye bazı bilgilerde verebilirler. Onların insan bedenine girip, beynine yerleştikleri tevatüren doğrudur. Cinlerin kötüleri, insanın bedenine ve aklına verdiği zarar, ilk çağlardan beri iyi bilinir. Ancak bundan daha tehlikelisi, insanın dinine, imanına verdiği zarardır. Tedavisi Kur' anla mümkündür.
"Şeytanın Allah tarafından üzerine musallat edildiği insanı çarpması doğrudur. Bu Kur'an da açıklanmıştır. Şeytanın çarptığı insanda fiziki değişiklikler yapabilir veya beyin dalgalarını kontrol altına alıp istediğini söyletebilir" insanların cinler tarafından çarpıldığı ve bir takım değişikliklere sebebiyet verdiği teyit edilmiştir. Cinler insan bedeninin tamamına girer. Bedende ağrı sancı ve titreme olur. Uzun zamandır insan bedeninde bulunur.
Şeyh Abdülaziz Bin Baz; Cin çarpmasının Kur'an-ı Kerim ile tedavi edilmesinin caiz olduğunu kaydetmiştir. Bu da şeytanın insanı çarpması olayının doğru olduğunu gösteren bir başka delildir.
Al’i İmran suresi Ayet : 175 Sayfa : 74
“ Cin ve şeytanlar sadece kendi dostlarına korku, heyecan ve zarar verir. Siz onlardan korkmayın. Gerçek manada inanıyorsanız, Benden korkun.” Bu ayetin ifadesinden anlıyoruz ki; Zaaf duruma düşen insanları cin ve şeytanlar insan bedenine verdiği korku ve eziyetten dolayı basiretleri ve idrakları bağlanır. Aklı selim olmazlar, aklı evvel hareketlerde bulunurlar.
A raf suresi Ayet : 200 Sayfa : 177
“ Eğer cin ve şeytanlardan bir korku ve dürtü sizi rahatsız ederse hemen Allah’a sığının. Çünkü O hakkıyla işitendir, her şeyi tam manasıyla bilendir.”
Müminun suresi Ayetler : 97 ve 98 Sayfa: 349
“ Ey Resulum de ki, Ya Rabbi şeytanların kışkırtmalarından, taşkınlık, zarar ve vesvese vermelerinden sana sığınırım. Ya Rabbi onların huzurunda olmalarından da sana sığınırım. “
CİN ÇARPAN İNSANDAKİ RAHATSIZLIKLAR
A : Cin çarpan insanda uyanıkken olan rahatsızlıklar şunladır:
1. Sebepsiz baş ağrıları, Beyin yorgunluğu 2. Kasılma, sinirlenme, tembellik, ibadet etmekte ve Allah'ı zikretmede zorlanma. 3. Herhangi bir uzuvda doktorların sebep bulamadığı bir ağrı veya sancı olur.
B : Cin carpan insanda uyurken olan rahatsızlıklar şunladır:
1. Uzun süre sağ sola döner uyuyamaz ancak, iyice dinlendikten sonra uyuyabilir.2. Çok korkunç rüyalar görür. Rüyasında muhtelif hayvanlar görür. Uykuda çok ağlar, çok güler veya çığlık atar. Uyurken ah vah eder. 3. Yüksek bir yerden düşüyormuş gibi olur. Rüyasında kendisini mezarlıkta pis yerlerde ve korkunç yerlerde görür.
Aşağıda ki vereceğim sure ve ayetleri okumanızı tavsiye ediyorum.
1. Felak ve Nas sureleri. 2. Fatiha suresi 3. Ayetel Kürsü Sayfa: 43 4. Al’i İmran suresi Ayet: 175 Sayfa: 74 5. A raf suresi Ayet: 200 Sayfa: 177 6. Müminun suresi Ayetler: 97 ve 98 Sayfa:349
İlaçların en iyisi Hz. Kuran'dır. Hastaya okunursa hastalığı hafifler. Eceli gelmemiş ise iyi olur. Eceli gelmiş ise ruhunu teslim etmesi kolay olur. Duaların en kıymetlisi ve faydalısı Fatiha suresidir.
Haşr suresi Ayet : 21 Sayfa : 549
“ Kur’anı bir dağın üzerine indireydim, dağı Allah korkusundan baş eğmiş, yerle bir olmuş görürdünüz. “
Dağı yerle bir edecek kadar etkili, yeri delecek kadar tesirli olan Hazreti Kur’an karşısında, cini de, perisi de, büyüsü de, sihirbazı da hiçbir güç etkili olamaz. Samimi, candan ve yürekten Allah’a bağlanmak şarttır.
MÜSLÜMAN OLAN CİNLER
Zariyat suresi Ayet : 56 Sayfa : 524
“ Biz, cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattık ”
En'am suresi Ayet: 130 Sayfa: 145
" Ey cin ve insan topluluğu, size içinizden ayetlerimizi, hak ve doğru olanı anlatan ve şu korkunç Mahşer gününüzün geleceğini haber verip sizi korkutan Peygamberler gelmedi mi ? "
Bu Ayet-i Kerimelerden anlıyoruz ki, cinlerde insanlar gibi Allah'a ibadet etmekle mükelleftir.
Cin suresi Ayet : 11 Sayfa : 573
“ Bize gelince, iyilerimizde var, başka türlü olanlarımız da. Biz çeşitli yollara ayrıldık. “
Bu ayetten anlaşılıyor ki, müslüman cinler de var, kafir cinler de. Müslüman cinler insanlar gibidir, cennete gireceklerdir. Kafir cinler de, kafir insanlar gibi cehenneme girecektir. Çünkü cinlerin de mükellefiyeti vardır.
A raf Suresi Ayet: 179 Sayfa: 175
" And olsun ki, biz ins ve cinden bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onlarla anlayamazlar. Gözleri vardır, onlarla göremezler. Kulakları vardır, onlarla işitemezler. İşte bunlar hayvanlar gibidir. Hatta daha şaşkındırlar."
Cin suresi Ayetler : 1 ve 2 Sayfa : 573
“ Ey Resulum de ki, ‘ Bana vahy olundu. Cinlerden bir gurup, bir taife Kur’an dinlemişler de şöyle demişler, - Gerçekten biz hoş bir ses, hoş bir Kur’an dinledik.“ “ Öyle bir Kur’an ki, hidayete götüren, irşat eden, böylelikle biz O’na iman ettik. Rabbimize asla şirk koşmayacağız- dediler. ‘ “
Bu ayetler cinlerin işitme ve düşünme kabiliyeti olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu ayetler cinlerin Kur’anı dinledikten sonra, orada bulunmayanlara Allah ve Resulıunun doğru yoluna girmeyi, O’nun izinden yürüyerek Allah’ın rahmetini kazanıp, azabından kurtuluşa erişmelerini tavsiye ettiklerini bildirmektedir.
Cin suresi Ayet : 19 Sayfa : 574
“ Peygamber namaza durduğu zaman cinler birbirlerini ezercesine Kur’an dinlemek için O’ nun etrafında toplanırlardı. “
Hz. Resulullah ashabıyla UKAZ panayırına giderken ENNAHL vadisinde sabah namazını kıldırmış. Bir gurup cin namazda okunan Kur’anı dinlemişlerdi. Okunan Kur’anı dinleyen Yemen'de ki bir gurup Nusaybin cinleri idi. Sayılarının yedi kişi olduğu mütevatirdir. Orada bulunmayan arkadaşlarının, yandaşlarının yanlarına gittiklerinde aşağıdaki ayetlerden anlayacağımız şekilde, onları islama, Allah'a ve sakaleyn olan Hz. Resulullah'a tabi olmaya davet etmişlerdir.
Ahkaf suresi Ayetler : 29, 30 ve 31 Sayfa : 507
“ Ey Habibim hatırla ki, cinlerden bir gurubu Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Onlar bunun üzerine vardılar, birbirlerine susun dinleyin dediler. Sonra kendi kavimlerin yanına döndükleri vakit “ “ Ey kavmimiz biz bir kitap bir Kur’an dinledik. Musa’dan sonra indirilmiş olup, önceki kitapları tasdik ediyor. Hakka ve doğru bir yola hidayet ediyor. “ “ Ey kavmimiz Allah’ın davetçisine icabet edin. Ve O’na iman getirin ki, günahlarınız bağışlansın. Ve sizi acıklı bir azaptan korusun. “
İBN MES'UD (R.A.) şöyle demiştir; " Bir gece Hz. Resulullah (S.A.V.) ile beraberdik. Aramızdan birden kayboldu. Vadilerde ve dağlarda aradık, bulamadık. O geceyi hep endişe içinde geçirdik. Nihayet sabah olunca birde baktık ki, HİRA DAĞI tarafından geliyor. Kendisine ' Ya Resulullah, Sizi kaybettik, aradık bulamadık. Bu yüzden bütün geceyi endişe içinde geçirdik. ' dedik. Şöyle buyurdu; ' Bana cinlerden bir davetçi geldi. Onunla beraber gittim ve onlara Kur'an okudum. ' "
CİNLERLE EVLİLİK OLUR MU ?
İnsanların cinlerle veya cinlerin insanlarla evlenmesi mümkündür. Fakat ulemanın ekserisi bunu çirkin görmüştür. Hanefi alimleri ise cinlerle evlenmeyi caiz görmemiştir. Çünkü cinsleri aynı değildir.
İnsan, hücreleri ve moleküllerin yoğunlaşmasından, cin ise ışın şeklinde bir enerji akımından ibarettir. Farklı alemlerde, farklı boyutlarda, farklı yaratılışta olan insan ve cin; fizyolojik ve biyolojik manada bir araya gelip, birleşmeleri, yani izdivaç etmeleri imkansızdır.
Cinler insanlara ancak, his, heves, duygu verebilir. İnsanın şehevi duygularını tahrip edebilir. İnsanın beynindeki şehvet merkezlerini, manyetik akım ile harekete geçirebilir. Beyni hasta olan kişi bu hayali olayı gerçek zanneder. Ben cinle evliyim diye ilan edip, hayal ile hakikatı karıştırmış olur. İzah edeceğim ayette işaret edilen huzur ve sevgi gerçekleşmez.
Rüm suresi Ayet : 21 Sayfa : 407
"Onlara gönül veresiniz diye, kendi içinizden , kendileriyle huzur ve mutluluğa kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda bir sevgi, bir muhabbet ve bir rahmet var etmesi, Allah’ ın varlığının alametlerindendir."
CİNLER ÖLÜRLER Mİ ?
Rahman suresi Ayetler : 26 ve 27 Sayfa : 533
“ Yeryüzünde yaratılmış olan her canlı fanidir. “ “ Yalnız ve yalnız azamet ve ikram sahibi olan Allah’ın zati bakidir. “
Enbiya suresi Ayetler : 34 ve 35 Sayfa : 325
“ Ey Habibim, biz senden önce de hiçbir insana ebedilik, ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen de vefat edersen onlar ebedi mi kalacaklar?“ “ Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülükle ve iyilikle deneyeceğiz. Sonunda hepiniz bize döndürüleceksiniz. “
Cuma suresi Ayet : 8 Sayfa : 554
“ De ki, ‘ Haberiniz olsun o sizin kaçmakta olduğunuz ölüm varya ölüm mutlaka başınıza gelecekir. Sonra gaybı ve aşikarı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size neler yaptıklarınızı haber verecektir. “
A raf Suresi Ayetler : 13 ve 14 Sayfa : 153
"İblis, ‘ Ey Rabbim bana kıyamet gününe kadar ömür ve mühlet ver’ dedi" "Biz de, ‘ Ey İblis sen tarafımızdan kıyamete kadar ömür ve mühlet verilenlerdensin ’ dedik "
Yukarıdaki ayetlerden anladık ki, yaratılan her mahluk öleceğine göre, cinler de yaratılan bir mahluktur. Onlar da ölecektir. Ömürleri insan ömründen daha uzundur. Ancak cinlerin ilk yaratılanı olan ŞEYTAN’ ın kıyamet gününe kadar yaşayacağına dair Allah tarafından izin ve mühlet verilmiştir.
A raf suresi Ayetler : 12, 13,14,15,16,17,18 Sayfa : 153
“ Allah İBLİS’e ‘ Ben sana emrettiğim vakit, Adem’e secde etmene mani neydi?’ diye sordu. İblis, ‘ Ey Rabbim, Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten , onu ise topraktan yarattın. ‘ dedi. “ “ Allah, ‘ Öyleyse hemen in oradan! Sana cennette kibirlenmek yaraşmaz. Haydi çık! Çünkü sen alçaklardansın. ‘ buyurdu. “ “ İblis, ‘ Bana kıyamet gününe kadar mühlet ver. ‘ dedi. “ “ Allah da, ‘ Haydi kıyamete kadar mühlet verilenlerdensin. ‘ dedi. “ “ İblis; ‘ Öyleyse beni azdırmana karşılık yemin olsun! Ben de onları saptırmak için mutlaka senin doğru yolunun üzerine oturacağım. “
“ Sonra onlara önlerinden , arkalarından , sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulamayacaksın. ‘ dedi. “ “ Allah buyurdu ki; ‘ Kınanmış ve kovulmuş olarak çık oradan. Yemin ederim ki, kullarımdan her kim sana uyarsa, cehennemi hep sizden dolduracağım. ‘ “
Kur'an'de iki yüzden fazla ayetler cinlerin yaratılışından varlığından insanlardan önce yaratıldığından bahseder ayrıca özellikle kuran'ın 72. suresi olan 28 ayetten müteşekkil cin suresi hep cinlerden bahseder. Bu bakımdan mutlak bir varlık olarak cinlerin inkarı İslam inancına göre mümkün değildir. Pozitif ilim de cinlerin varlığını ve görünmez olduklarını kabul etmektedir.
Cinler dünyadaki insan sayısının beş katıdır. Ömürleri 800 ile 1000 yıldır hatta daha fazladır. insanlar gibi hayat şartları var. Birbirleriyle evlenebilir, hatta çoluk çocuk sahibi olabilirler.
İnsanları, dağları, taşları, ağaçları, yerleri, gökleri, denizleri ve nehirleri yaratan Allah, tıpkı onlar gibi birer varlık olan cinleri de yaratmıştır. Cinler de Allah (C.C.) tarafından yaratılmış olan tüm varlıkların gözle görülmeyen birer fertlerdir. Kur'anın ifadesine göre asıl maddeleri ateştir. Son derece latif ve ince cisimli oldukları için, gözle görülmezler. Tıpkı nurani olan melekler gibi. Onların gözle görünmemesi yokluklarını gerektirmez. Vardırlar ama görünmezler. Varlıkları Kur'an ve hadislerle sabittir. İnkarı mümkün değildir.
BÜYÜK ALİM ŞEYH ŞA'RAVİ buyururlar ki; " Gaybi işlerde dini meselelere gelince, bunlara iman etmek vaciptir. Mahiyetini ve keyfiyetini bilmesek bile. Çünkü imanın bir zirvesi vardır ki, o da Allah'a iman etmektir. Bir kere kendi isteğinle Allah'a iman ettin mi? Aklınla zirvenin altına girdin mi? Aklın alsın, almasın Allah'ın her dediğini kabul etmek zorundasın. Çünkü bilmemek ve görmemek de hiçbir zaman delil sayılmaz. Çünkü maddeyi gören gözler, manaya da inanmak mükellefiyetindedir. Yani bir şeyin varolduğunu bilmemek, o şeyin yok olduğunu göstermez.
A raf Suresi Ayet : 27 Sayfa : 154
"Ey Adem oğulları, çirkin ve ayıp yerlerini kendilerine göstermek için ebeveyniniz olan Adem ile Havva'nın elbiselerini soyarak, şeytan onları nasıl cennetten çıkardı ise, sakın size de bir bela yapıp, sizi saptırmasın. Çünkü şeytan ve kabilesi kendilerini göremeyeceğiniz yerlerden onlar sizi görürler. Biz şeytanları iman etmeyenlere dostlar yaptık."
Ayet-i Kerime'den anlaşılıyor ki, insanlar cinlerin asıl şekil ve suretlerini göremezler. Ancak herhangi bir kılığa girerlerse mümkündür. Ama cinler her surette ve her zaman insanları görürler.
Hicr Suresi Ayetler: 26 ve 27 Sayfa: 264
“Andolsun ki, biz insanı balçık haline gelmiş, kuru bir çamurdan yarattık.” “Cinleri de sizden önce, dumansız, azgın ve şiddetli ateşten yarattık.”
Rahman Suresi Ayetler: 14 ve 15 Sayfa: 532
" İnsanı kurumuş, kerpiç haline gelmiş kuru bir çamurdan yarattık. " " Cinleri de dumansız bir alevden yarattık. "
1. İnsanların arasında bulunan, yerleşen ve göç eden cinlere, AMMAR denir. 2. Çirkinleşip şirret haline gelen cinlere ŞEYTAN denir. 3. Çocuklara musallat olan cinlere ERVAH denir. 4. Yaramaz ve güçlü cinlere de İFRİT adı verilir.
a. Kanatları vardır kuş gibi uçarlar. b. Yılan, kedi, köpek, manda, keçi ve haşere hayvanlar şeklindedir. c. Diğer bir sınıftır ki onlara hesap ve ceza vardır.
CİNLERİN ÖZELLİKLERİ
1.Cinlerin kılıktan kılığa, şekilden şekle girme özellikleri vardır.
Cinler bir çok kılığa girdikleri gibi, daha çok insan kılığına da girmeleri mümkündür. Enfal Suresi Ayet: 30 Sayfa: 181 ayetindeki ifade aynen şöyledir; Bir gün Kureyş kafirlerinin ileri gelenleri bir araya gelip, 'Muhammed'i hapsedelim mi? Öldürelim mi? Veya Mekke'den sürelim mi? ' diye birbirleriyle istişare ederken, cinlerin ilk yaratılanı şeytan, namı diğer iblis, üstü başı pis, kötü bir insan kılığında bunlara yanaşıp, öldürmeleri için vesvese ile telkin etmiştir.
Hz. Ayşe validemiz bir gece cinler tarafından yatağından kaldırılarak yüksek bir mahkemenin huzuruna getirilir. sebebini sorunca cinler aleminden bir müslüman cini öldürdün. Bunun mahkemesi görülecek, denildi. O da: Ben nerede bir cini öldürdüm dedi. Sen Kuran-ı Kerim okurken, bizim müslüman cin kardeşlerimizden birisi bir yılanın içine girerek seni dinlemeye geldi. Siz hanenizde o yılanı görünce öldürdünüz. Dolayısıyla içinde bulunan kardeşimizde öldü. Bunun hesabı görülecek. Bu Hadisenin sonunda barış ve anlaşma yapılarak. Olay tatlıya bağlandı.
Cinler insanlar gibi canlı, şuurlu, ve akıllı varlıklardır. Yalnız akıl ve muhakeme konusunda insan daha üstündür. Cinlerin sürat ve görüntü verme, geçmişe gidip gelme gibi bizden üstün tarafları da vardır. Bununla beraber bizim gibi onların da ruhları vardır. Ruh sayesinde canlı kalmaktadırlar. Aramızdaki fark bizim ruhumuz molekül yığını yeni maddedir. Cinlerin ruhu ise bir enerji akımının içindedir.
2.Hızlılık özellikleri vardır.
Cinler sesten hızlıdırlar. Titreşim hızlılıkları saniyede 300.000 km den fazladır. Bir saniyede Dünyanın bir yerinden diğer yerine ulaşacak hızlılıktadırlar.
Neml Suresi Ayetler : 38 ve 39 Sayfa : 381
“Süleyman cinlerden, insanlardan ve kuşlardan müteşekkil adamlarına dönerek, -Ey ileri gelenler, Yemen Sultanı olan Belkıs, Müslüman olarak gelmeden önce, tahtını, yetkisini bana hanginiz getirecek dedi.” “Cinlerden bir ifrit, -ben o tahtı sana yerinizden kalkmadan getiririm. Benim buna gücüm yeter, ona hiç bir zarar vermeyecek kadar, güvenilir ve eminim- dedi”
Yukarıdaki ayetin ifadesinden anlıyoruz ki, Hz. Süleyman Belkıs'ın tahtını Yemen'den getirmek isteyince, bir cin ' Sen makamından kalkmadan,ben onu sana getiririm. Benim buna yetecek gücüm var ' demiştir. Süleyman (A.S.) Kudüs'te, getirilecek taht ise Yemen'deydi. Onu bir saniyede getirmek büyük bir hız ve büyük bir güce sahip olmak demektir.
3.Semaya çıkıp, semadaki haberleri çalıp öğrenme özellikleri vardır. Ancak, Hz. Peygamber’ in doğumundan sonra bu yasaklanmıştır.
Peygamber Efendimiz (SAV) yanında bulunan arkadaşlarına; " Herkese cinlerden bir arkadaş verilmiştir" buyurdular. Sahabe ; " Ya Resulullah sana da mı cinlerden bir arkadaş verildi? " diye sorduklarında, Resulullah; "Evet, bana da cinlerden bir arkadaş verildi. Ancak Allah ona karşı beni güçlü kıldı. O cin müslüman oldu. " buyurdular.
Cinler de inanlar gibi Allah'a ibadet ve itaat etmekten mesuldurlar. Bunlara akıl verildiği için yaptıkları işlerden sorumlu olurlar. Bu itibarla akıl sadece insanlarda, cinlerde ve meleklerde vardır. Hayvanlarda akıl yoktur. Zeka, his, içgüdü ve ilham vardır. İpek böceğinin ipek, arının bal yapması zekası, içgüdüsü ve ilhamı sayesinde olur.
Şuara Suresi Ayet: 212 Sayfa: 377
" Şüphe yok ki cinler semaya çıkıp oradaki haberleri öğrenmelerinden, meleklerin sözünü işitmelerinden, gayb haberlerini öğrenmelerinden azledilmişlerdir. "
Mülk Suresi Ayet: 5 Sayfa: 563
“Yemin olsun ki en yakın semayı kandillerle, yıldızlarla süsledik ve onları şeytanlar için atılacak taşlar yaptık. Bu taşlar meleklerden sır çalmaya gelen şeytanları öldürür veya sakatlar. Ve o şeytanlara çılgın ateş azabı hazırladık.”
Cin Suresi Ayetler: 8 ve 9 Sayfa: 573
“ Cinler – Doğrusu biz semayı yokladık da, onu bekçiler ve gök taşları ile doldurulmuş bulduk.- “ “ Halbu ki biz Peygamberin gönderilmesinden önce, haber dinlemek için gök yüzünün bazı yerlerinde otururduk, haberleri öğrenirdik. Fakat şimdi kim haberleri dinleyecek olursa, kendisini gözetleyen yalın bir ateş buluyor. ”
Hz. Resulullah'ın doğduğu gece aşağıdaki sıralayacağım hadiseler ve mucizeler meydana gelmiştir.
1. Kabe’deki lat, uzza ve menat gibi kafirlerin taptığı yüzlerce put yere serilmiştir. 2. İran kısrasının MEDAYİN şehrindeki sarayının burçları yıkılmıştır. 3. Mecusilerin yani ateşe tapanların bin yıldan beri yanan ateşi aniden sönmüştür. 4. Mukaddes sayılan SAVA gölünün suyu çekilerek kurumuştur. 5. ŞAM tarafında bin yıldan beri kuru bir vadi olan ve suyu akmayan SEMAVE nehri dolup taşarak akmaya başlamıştır. 6. Hazreti Peygamberin doğduğu geceden itibaren şeytan ve cinlerin gayb haberlerini öğrenmeleri için semaya çıkmaları yasaklanmıştır. Böylelikle kahinlere, sihirbazlara gayb haberlerini veremez olmuşlardır.
CİNLERİN MELEKLERDEN FARKI
1. Allah melekleri nurdan, cinleri ise ateşten yarattı.
Sad Suresi Ayet: 76 Sayfa: 458
“ İblis, ‘ Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten yarattın. O’nu ise topraktan yarattın. ‘ dedi. “ Bu ayetin ifadesine göre, cinlerin mutlak suretle ateşten yaratıldığının kanıtıdır.
Hz. Peygamber buyuruyor ki;
" Melekler nurdan, şeytan ateşten, insanlar topraktan yaratıldı. "
2. MELEKLER Allah'a isyan etmezler. ŞEYTAN Allah’a isyan etti.
Kehf suresi Ayet : 50 Sayfa : 300
“ Biz meleklere Adem’e secde edin dediğimizde İBLİS hariç hepsi secde etti. İBLİS cinlerdendi ve Allah’ın emrinden harice çıktı. ‘ Ey insanlar, beni bırakıpta iblis ve onun zürriyetini dostlar mı ediniyorsunuz ? Halbuki onlar size düşmandırlar. Zalimler için ne fena bedel. ‘ “ Bu ayetten anlıyoruz ki, şeytanlar cinlerin isyan eden ve Allah’ın emirlerine karşı çıkan gurubudur.
Tahrim suresi Ayet : 6 sayfa : 561
"O melekler Allah'ın emrettiği hususlarda asi gelmezler, isyan etmezler, emir olunduklarını yaparlar. Allah'a baş kaldırmazlar. "
3. MELEKLER, yemezler, içmezler, üreyip, çoğalmazlar. CİNLER ise, yerler, içerler, üreyip, çoğalırlar. Sayıları insanlardan daha çoktur. Cinlerin latif ve ince varlık olmaları, üreyip çoğalmalarına engel değildir. Kendilerine iyiliği dokunan insanları ödüllendirirler, saygısızlık yapanları da cezalandırırlar. Bazı insanları etki altına alıp kendi isteklerine alet ederler veya kötü işler yaptırırlar. Hatta bazen insanlara aşık olan cinler bile vardır, bu durumda sevgililerini kaçırarak onlara sahip olurlar. İslamiyet açısından, iyi huylu "müslüman cinler" ve kötü huylu “kafir cinler“ de vardır. Bu tür cinler daha çok büyücülükle uğraşanların ilgisini çekmektedir. "Huddam" (hizmetçiler) adı altında bulunan bu cinler sayesinde hastalıkların iyileştirildiği, kötülüklerin defedildiği ve bir takım doğaüstü olayların meydana getirildiği varsayılmıştır.
CİNLER NEREDE YAŞARLAR
BİLAL BİN EL-HARİS ‘ den rivayettir :"Bir yolculuk sırasında Resulullah'la birlikte bir yerde konakladık, defi hacet için dışarıya çıktılar. Bende peşinden ibrik götürdüm. Yanına yaklaştığımda bazı insanların birbirleriyle kavga eder gibi, ağız dalaşı yaptıklarını gösteren sesler işittim. Hiç böyle ses işitmemiştim, sonra Resulullah geri döndüler, kendisine YA Resullullah ; senin yanında bazı erkeklerin kavga seslerini duydum.
Ama ağzından konuşan kimseyi görmedim, dedim. Rasulullah (SAV) müslüman cinler ile müşrik cinler birbirleriyle kavga edip, çekiştiler, beni aralarına hakem tayin ettiler. Kendilerini bir yerlere yerleştirmemi istediler. Ben de müslüman olan cinleri köy ve dağlara, müşrik olan cinleri de, dağlarla denizler arasına yerleştirdim buyurdular. “ Ayrıca cinler hamamlarda, mezarlıklarda, pis yerlerde, ahırlarda, çöplüklerde, ıssız yerlerde, duvar deliklerinde ve ağaç kovuklarında yaşarlar.
Peygamber Efendimiz(SAV); " Bana Nusaybinli cinlerden bir grup geldi, iyi cinlerdi. Benden yiyecek istediler, bende Allah'a dua ettim. Rastladıkları kemik ve tezekler onların yiyecekleri olsun. Tezek ve kemikle taharet almayın. Çünkü onlar cin kardeşlerinizin azığıdır.” buyurdular. Cinler insan artıklarını yerler. Cinlerin yemekleri besmele çekilmeden yenen yemeklerdir. Ayrıca tezek ve kemikler de onların yiyecekleridir.
Cinlerin insanlar gibi sosyal hayatları vardır. Onların da düğünleri, şenlikleri, toplantıları, seminerleri, konferansları vardır. Üreyip çoğalırlar. Yerler, içerler. Fakat onların yeyip içmeleri, koku duyusuyladır. Nefsani olarak doyarlar. Ayrıca cinlerin para kuru soğan ve sarımsak kabuğudur. Bunlar kesinlikle yakılmayacaktır. Aksi halde cinlerin hışmına uğrarsınız, yani zarar görürsünüz.
İNSANLAR CİNLERLE İRTİBAT KURABİLİR
İnsanlar cinlerle irtibat ve iletişim kurabilirler. Bu mümkündür. Ancak cinlere hükmedemezler. Cinleri tahakküm altına alamazlar. Bu yetki , Kuran'ın ifadesine göre Hz. Süleyman (A.S.)'a verilen bir yetkidir. Hz Süleyman'ın camdan sarayı vardı bu sarayı cinlere yaptırmıştır. Cinler metafizik aleminin sakinleri olması itibariyle, enerji ve ışından ibarettir.
Ben ve benim gibi özelliği olan insanların cinlerle konuşması mümkündür. Fakat bu konuşma, bu görüşme, bu irtibat ve iletişim fizik aleminin sakinlerinden olan insanlarla konuşur gibi değildir, çünkü insanlar metafizik değil fizikseldir ve molekül yığınından ibarettir. Beynimize gelen manyetik akımı sese dönüştürürüz. Bir çok insanların da beynine manyetik akım gelir. Ancak sese dönüştürmek, iletişim ve irtibat kurmak ayrı bir sanat, ayrı bir hüner, ayrı bir beceri ve ayrı bir özelliktir.
Bazı insanların fizik aleminden metafizik alemine geçişleri mümkündür. İmam-ı Rabbani, İmam-ı Azam, Abdulkadir Geylani, Muhiddin Arabi, Mevlana Halid-i Bağdadi bunlardan bazılarıdır.
İnsan ruhu metafizik aleminde cinlerden daha hızlı, daha kabiliyetli ve daha kuvvetlidir. Hz. Süleyman (A.S.) cinlerden insanlardan ve kuşlardan müteşekkil askerine, Sebe melikesinin tahtını hanginiz bana getirir dediğinde cinlerden bir ifrit, yerinden kalkmadan getiririm dedi.
Ehli kitaptan ve veliyullahdan olan ayrıca Hz. Süleymanın veziri Asaf bin Berhiya ismindeki bir zat, gözünü kırpmadan getiririm dedi. Tahtı yanında gören Hz. Süleyman . "Bu hal, bu kuvvet ve bu kudret mutlak ve mutlak Rabbimdendir." deyip Allah'a şükr etmiştir.
Sad Suresi Ayetler : 35, 36 ve 37 Sayfa : 456
“Ey Rabbim, bana öyle bir mülk, yetki ve ruhsat ver ki. Benden sonra hiç kimse de olmasın, muhakkak sen bütün dilekleri verensin, VAHHAB’ sın.” “Biz rüzgarı onun emrine bağlı kıldık, emri ile istediği yere rahatça akar giderdi.” “Cinleri de onun emrine bağlı kıldık. O cinlerin kimisi bina ustası, kimide dalgıçtı.”
Enbiya suresi Ayetler: 81 ve 82 Sayfa : 329 ve 330
“ Süleyman’ ın emrine esen rüzgarı verdik ki, bu rüzgar O’ nun emri ile içine bereketler verdiğimiz yere (Şam’a ) esiyordu. Biz her şeyi biliyorduk. " “ Cinlerden O’ nun için dalgıçlık edenleri ve daha başka işte çalışanları emrine verdik. Ve hep onları zapteden bizdik. “
Bu ayetlerin ifadelerinden anlıyoruz ki, Hz. Süleyman bina ve duvar ustalarına hanlar hamamlar, çeşmeler ve mescitler yaptırıyordu. Hatta Kudüsdeki Mescid-i Aksa’yı cinlere yaptırdığı mütevatirdir. Cinlerin dalgıçlarına da Kızıldeniz’ den inci ve mercan çıkarttırıyordu.
Neml suresi Ayetler : 17 ve 18 Sayfa : 379
“Birden Süleyman için cinlerden, insanlardan ve kuşlardan teşekkül eden orduları toplandı. Bütün bunlar toplandığı yerden sevk ve idare ediliyorlardı.” “Nihayet Süleyman ve insanlardan, cinlerden, kuşlardan müteşekkil ordusu Şam’ daki karıncası bol olan, karınca vadisine vardıkları zaman, karıncaların hükümdarı olan bir karınca şöyle dedi; ’ Ey karıncalar, yuvalarınıza girin Süleyman ve müteşekkil ordusu sizi fark etmeyerek ezip geçmesin. ‘ “
Ayetlerin ifadelerinden özet olarak anlıyoruz ki, cinleri tahakküm altına alanların HZ. Süleyman gibi bir güce sahip olması gerek.
CİNLER İNSANLARI ÇARPARLAR MI ?
Bakara Suresi Ayet : 275 Sayfa : 48
“Faiz yiyenler, mahşer günü kabirlerinden, cinlerin çarptığı kişiler gibi kalkarlar”
Cinler bir nevi yelden ibarettir. İnsan ise sürekli nefes alır verir, bu yüzden cinler herhangi bir yerinden insan bedenine girerler. Bu şekilde vücudun herhangi bir organına rahatça tesir eder. Cinler ateşin duman tarafından yaratılmıştır. Duman ise insan vücuduna rahatlıkla girebilir. Sigara dumanının girmesi gibi. Ekseriyetle beyine yerleşirler.
Çünkü oradan diğer uzuvlara kolay etki edebilirler. Hastanın dilinden konuşan bazı cinler de beyinde olduklarını haber verirler. Cinler beyine girip orada yerleştikleri gibi Vücudun herhangi bir yerine de yerleşirler. Sebepsiz ağrı ve sancıya sebep olurlar.
Cinler, bazı insanların beynine manyetik akım verirler. O manyetik akım insanın enerji ve elektrik üreten sistemini bozar. Artık o insanın rolantı bozulmuş demektir. Vücudun bazı organlarına elektrik gitmez. İnsanın sinirlerine, beyin sistemine tesir eder. Bu sefer vücudun ürettiği enerji ve elektrik akımı düzensiz hale gelir. En gelişmiş rontgen makinelerinin çekemediği, tesbit edemediği manyetik yaralar ve ağrılar ortaya çıkar. Manyetik akım zamanla hücre düzenine tesir eder. Biyolojik bazı rahatsızlıklara yol açar. Kişi artık psikolojik bir hasta durumundadır.
Bu gibi durumlarda kabiliyetli olup, elinde gözlerinde manyetik yoğunluğu olan kişiler, insanların hangi bölgelerinin hassas olduğunu, menfez ve kanalların nerede bulunduğunu, hangi yerden akım aldığını tespit ederler.
Peygamber Efendimiz(SAV) ;" Şeytan insanoğlunun damarlarındaki kana karışıp, kan gibi akar. " buyurmuşlardır. Çünkü, cinler insan beynine hulûl etme kabiliyetine sahiptirler. Hatta etki altına aldıkları kişiye bazı bilgilerde verebilirler. Onların insan bedenine girip, beynine yerleştikleri tevatüren doğrudur. Cinlerin kötüleri, insanın bedenine ve aklına verdiği zarar, ilk çağlardan beri iyi bilinir. Ancak bundan daha tehlikelisi, insanın dinine, imanına verdiği zarardır. Tedavisi Kur' anla mümkündür.
"Şeytanın Allah tarafından üzerine musallat edildiği insanı çarpması doğrudur. Bu Kur'an da açıklanmıştır. Şeytanın çarptığı insanda fiziki değişiklikler yapabilir veya beyin dalgalarını kontrol altına alıp istediğini söyletebilir" insanların cinler tarafından çarpıldığı ve bir takım değişikliklere sebebiyet verdiği teyit edilmiştir. Cinler insan bedeninin tamamına girer. Bedende ağrı sancı ve titreme olur. Uzun zamandır insan bedeninde bulunur.
Şeyh Abdülaziz Bin Baz; Cin çarpmasının Kur'an-ı Kerim ile tedavi edilmesinin caiz olduğunu kaydetmiştir. Bu da şeytanın insanı çarpması olayının doğru olduğunu gösteren bir başka delildir.
Al’i İmran suresi Ayet : 175 Sayfa : 74
“ Cin ve şeytanlar sadece kendi dostlarına korku, heyecan ve zarar verir. Siz onlardan korkmayın. Gerçek manada inanıyorsanız, Benden korkun.” Bu ayetin ifadesinden anlıyoruz ki; Zaaf duruma düşen insanları cin ve şeytanlar insan bedenine verdiği korku ve eziyetten dolayı basiretleri ve idrakları bağlanır. Aklı selim olmazlar, aklı evvel hareketlerde bulunurlar.
A raf suresi Ayet : 200 Sayfa : 177
“ Eğer cin ve şeytanlardan bir korku ve dürtü sizi rahatsız ederse hemen Allah’a sığının. Çünkü O hakkıyla işitendir, her şeyi tam manasıyla bilendir.”
Müminun suresi Ayetler : 97 ve 98 Sayfa: 349
“ Ey Resulum de ki, Ya Rabbi şeytanların kışkırtmalarından, taşkınlık, zarar ve vesvese vermelerinden sana sığınırım. Ya Rabbi onların huzurunda olmalarından da sana sığınırım. “
CİN ÇARPAN İNSANDAKİ RAHATSIZLIKLAR
A : Cin çarpan insanda uyanıkken olan rahatsızlıklar şunladır:
1. Sebepsiz baş ağrıları, Beyin yorgunluğu 2. Kasılma, sinirlenme, tembellik, ibadet etmekte ve Allah'ı zikretmede zorlanma. 3. Herhangi bir uzuvda doktorların sebep bulamadığı bir ağrı veya sancı olur.
B : Cin carpan insanda uyurken olan rahatsızlıklar şunladır:
1. Uzun süre sağ sola döner uyuyamaz ancak, iyice dinlendikten sonra uyuyabilir.2. Çok korkunç rüyalar görür. Rüyasında muhtelif hayvanlar görür. Uykuda çok ağlar, çok güler veya çığlık atar. Uyurken ah vah eder. 3. Yüksek bir yerden düşüyormuş gibi olur. Rüyasında kendisini mezarlıkta pis yerlerde ve korkunç yerlerde görür.
Aşağıda ki vereceğim sure ve ayetleri okumanızı tavsiye ediyorum.
1. Felak ve Nas sureleri. 2. Fatiha suresi 3. Ayetel Kürsü Sayfa: 43 4. Al’i İmran suresi Ayet: 175 Sayfa: 74 5. A raf suresi Ayet: 200 Sayfa: 177 6. Müminun suresi Ayetler: 97 ve 98 Sayfa:349
İlaçların en iyisi Hz. Kuran'dır. Hastaya okunursa hastalığı hafifler. Eceli gelmemiş ise iyi olur. Eceli gelmiş ise ruhunu teslim etmesi kolay olur. Duaların en kıymetlisi ve faydalısı Fatiha suresidir.
Haşr suresi Ayet : 21 Sayfa : 549
“ Kur’anı bir dağın üzerine indireydim, dağı Allah korkusundan baş eğmiş, yerle bir olmuş görürdünüz. “
Dağı yerle bir edecek kadar etkili, yeri delecek kadar tesirli olan Hazreti Kur’an karşısında, cini de, perisi de, büyüsü de, sihirbazı da hiçbir güç etkili olamaz. Samimi, candan ve yürekten Allah’a bağlanmak şarttır.
MÜSLÜMAN OLAN CİNLER
Zariyat suresi Ayet : 56 Sayfa : 524
“ Biz, cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattık ”
En'am suresi Ayet: 130 Sayfa: 145
" Ey cin ve insan topluluğu, size içinizden ayetlerimizi, hak ve doğru olanı anlatan ve şu korkunç Mahşer gününüzün geleceğini haber verip sizi korkutan Peygamberler gelmedi mi ? "
Bu Ayet-i Kerimelerden anlıyoruz ki, cinlerde insanlar gibi Allah'a ibadet etmekle mükelleftir.
Cin suresi Ayet : 11 Sayfa : 573
“ Bize gelince, iyilerimizde var, başka türlü olanlarımız da. Biz çeşitli yollara ayrıldık. “
Bu ayetten anlaşılıyor ki, müslüman cinler de var, kafir cinler de. Müslüman cinler insanlar gibidir, cennete gireceklerdir. Kafir cinler de, kafir insanlar gibi cehenneme girecektir. Çünkü cinlerin de mükellefiyeti vardır.
A raf Suresi Ayet: 179 Sayfa: 175
" And olsun ki, biz ins ve cinden bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onlarla anlayamazlar. Gözleri vardır, onlarla göremezler. Kulakları vardır, onlarla işitemezler. İşte bunlar hayvanlar gibidir. Hatta daha şaşkındırlar."
Cin suresi Ayetler : 1 ve 2 Sayfa : 573
“ Ey Resulum de ki, ‘ Bana vahy olundu. Cinlerden bir gurup, bir taife Kur’an dinlemişler de şöyle demişler, - Gerçekten biz hoş bir ses, hoş bir Kur’an dinledik.“ “ Öyle bir Kur’an ki, hidayete götüren, irşat eden, böylelikle biz O’na iman ettik. Rabbimize asla şirk koşmayacağız- dediler. ‘ “
Bu ayetler cinlerin işitme ve düşünme kabiliyeti olduğunu göstermektedir. Ayrıca bu ayetler cinlerin Kur’anı dinledikten sonra, orada bulunmayanlara Allah ve Resulıunun doğru yoluna girmeyi, O’nun izinden yürüyerek Allah’ın rahmetini kazanıp, azabından kurtuluşa erişmelerini tavsiye ettiklerini bildirmektedir.
Cin suresi Ayet : 19 Sayfa : 574
“ Peygamber namaza durduğu zaman cinler birbirlerini ezercesine Kur’an dinlemek için O’ nun etrafında toplanırlardı. “
Hz. Resulullah ashabıyla UKAZ panayırına giderken ENNAHL vadisinde sabah namazını kıldırmış. Bir gurup cin namazda okunan Kur’anı dinlemişlerdi. Okunan Kur’anı dinleyen Yemen'de ki bir gurup Nusaybin cinleri idi. Sayılarının yedi kişi olduğu mütevatirdir. Orada bulunmayan arkadaşlarının, yandaşlarının yanlarına gittiklerinde aşağıdaki ayetlerden anlayacağımız şekilde, onları islama, Allah'a ve sakaleyn olan Hz. Resulullah'a tabi olmaya davet etmişlerdir.
Ahkaf suresi Ayetler : 29, 30 ve 31 Sayfa : 507
“ Ey Habibim hatırla ki, cinlerden bir gurubu Kur’an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Onlar bunun üzerine vardılar, birbirlerine susun dinleyin dediler. Sonra kendi kavimlerin yanına döndükleri vakit “ “ Ey kavmimiz biz bir kitap bir Kur’an dinledik. Musa’dan sonra indirilmiş olup, önceki kitapları tasdik ediyor. Hakka ve doğru bir yola hidayet ediyor. “ “ Ey kavmimiz Allah’ın davetçisine icabet edin. Ve O’na iman getirin ki, günahlarınız bağışlansın. Ve sizi acıklı bir azaptan korusun. “
İBN MES'UD (R.A.) şöyle demiştir; " Bir gece Hz. Resulullah (S.A.V.) ile beraberdik. Aramızdan birden kayboldu. Vadilerde ve dağlarda aradık, bulamadık. O geceyi hep endişe içinde geçirdik. Nihayet sabah olunca birde baktık ki, HİRA DAĞI tarafından geliyor. Kendisine ' Ya Resulullah, Sizi kaybettik, aradık bulamadık. Bu yüzden bütün geceyi endişe içinde geçirdik. ' dedik. Şöyle buyurdu; ' Bana cinlerden bir davetçi geldi. Onunla beraber gittim ve onlara Kur'an okudum. ' "
CİNLERLE EVLİLİK OLUR MU ?
İnsanların cinlerle veya cinlerin insanlarla evlenmesi mümkündür. Fakat ulemanın ekserisi bunu çirkin görmüştür. Hanefi alimleri ise cinlerle evlenmeyi caiz görmemiştir. Çünkü cinsleri aynı değildir.
İnsan, hücreleri ve moleküllerin yoğunlaşmasından, cin ise ışın şeklinde bir enerji akımından ibarettir. Farklı alemlerde, farklı boyutlarda, farklı yaratılışta olan insan ve cin; fizyolojik ve biyolojik manada bir araya gelip, birleşmeleri, yani izdivaç etmeleri imkansızdır.
Cinler insanlara ancak, his, heves, duygu verebilir. İnsanın şehevi duygularını tahrip edebilir. İnsanın beynindeki şehvet merkezlerini, manyetik akım ile harekete geçirebilir. Beyni hasta olan kişi bu hayali olayı gerçek zanneder. Ben cinle evliyim diye ilan edip, hayal ile hakikatı karıştırmış olur. İzah edeceğim ayette işaret edilen huzur ve sevgi gerçekleşmez.
Rüm suresi Ayet : 21 Sayfa : 407
"Onlara gönül veresiniz diye, kendi içinizden , kendileriyle huzur ve mutluluğa kavuşacağınız eşler yaratıp, aranızda bir sevgi, bir muhabbet ve bir rahmet var etmesi, Allah’ ın varlığının alametlerindendir."
CİNLER ÖLÜRLER Mİ ?
Rahman suresi Ayetler : 26 ve 27 Sayfa : 533
“ Yeryüzünde yaratılmış olan her canlı fanidir. “ “ Yalnız ve yalnız azamet ve ikram sahibi olan Allah’ın zati bakidir. “
Enbiya suresi Ayetler : 34 ve 35 Sayfa : 325
“ Ey Habibim, biz senden önce de hiçbir insana ebedilik, ölümsüzlük vermedik. Şimdi sen de vefat edersen onlar ebedi mi kalacaklar?“ “ Her nefis ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülükle ve iyilikle deneyeceğiz. Sonunda hepiniz bize döndürüleceksiniz. “
Cuma suresi Ayet : 8 Sayfa : 554
“ De ki, ‘ Haberiniz olsun o sizin kaçmakta olduğunuz ölüm varya ölüm mutlaka başınıza gelecekir. Sonra gaybı ve aşikarı bilen Allah’a döndürüleceksiniz. O size neler yaptıklarınızı haber verecektir. “
A raf Suresi Ayetler : 13 ve 14 Sayfa : 153
"İblis, ‘ Ey Rabbim bana kıyamet gününe kadar ömür ve mühlet ver’ dedi" "Biz de, ‘ Ey İblis sen tarafımızdan kıyamete kadar ömür ve mühlet verilenlerdensin ’ dedik "
Yukarıdaki ayetlerden anladık ki, yaratılan her mahluk öleceğine göre, cinler de yaratılan bir mahluktur. Onlar da ölecektir. Ömürleri insan ömründen daha uzundur. Ancak cinlerin ilk yaratılanı olan ŞEYTAN’ ın kıyamet gününe kadar yaşayacağına dair Allah tarafından izin ve mühlet verilmiştir.
A raf suresi Ayetler : 12, 13,14,15,16,17,18 Sayfa : 153
“ Allah İBLİS’e ‘ Ben sana emrettiğim vakit, Adem’e secde etmene mani neydi?’ diye sordu. İblis, ‘ Ey Rabbim, Ben ondan daha hayırlıyım. Çünkü beni ateşten , onu ise topraktan yarattın. ‘ dedi. “ “ Allah, ‘ Öyleyse hemen in oradan! Sana cennette kibirlenmek yaraşmaz. Haydi çık! Çünkü sen alçaklardansın. ‘ buyurdu. “ “ İblis, ‘ Bana kıyamet gününe kadar mühlet ver. ‘ dedi. “ “ Allah da, ‘ Haydi kıyamete kadar mühlet verilenlerdensin. ‘ dedi. “ “ İblis; ‘ Öyleyse beni azdırmana karşılık yemin olsun! Ben de onları saptırmak için mutlaka senin doğru yolunun üzerine oturacağım. “
“ Sonra onlara önlerinden , arkalarından , sağlarından ve sollarından sokulacağım. Sen de çoğunu şükredici bulamayacaksın. ‘ dedi. “ “ Allah buyurdu ki; ‘ Kınanmış ve kovulmuş olarak çık oradan. Yemin ederim ki, kullarımdan her kim sana uyarsa, cehennemi hep sizden dolduracağım. ‘ “
RÜYA
RÜYA HAKTIR. Hz. Peygamber'in gördüğü rüya, Mısır hükümdarının gördüğü rüya, Hz. Yusuf (AS)' nin gördüğü rüya, Hz. İbrahim (AS)' nin gördüğü rüya, Hazreti Ömer (RA)' in gördüğü rüya vardır. Dolayısıyla Kur'an-ı Kerim' de rüyaların hakikati ile ilgili bir çok ayetler vardır.
Fetih suresi ayet 27 sayfa 515.
" Yemin olsun ki, Allah Peygamberine o rüyayı doğru olarak gösterdi. " Peygamber Efendimiz, Hudaybiye seferine çıkmadan Mekke'nin fethedileceğini ve ashabı ile Mekke'ye girdiğini rüyasında görmüştür. Bu ayet onun için nazil olmuştur.
HZ ÖMER (RA) Medine' de bir rüya görür. Kırmızı bir horoz gelmiş göbeği ile kasığı arasını bir kaç kere gagalamış. Abdullah Bin Cafer'in annesi, Ümeys kızı Esma' ya Hazreti Ömer (RA)' nın gördüğü rüyanın yorumunu yaptırmışlar. Yapılan yorum aynen şöyledir. Ümeys kızı Esma şöyle demiş; " O emir el müminin olan Hazreti Ömer' e söyleyin hemen vasiyetini yapsın. Çünkü Acemlerden bir adam O'nu öldürecek. " demiş. Ve nitekim bir sabah namazında Mıgire Bin Şube' nin kölesi olan Ebu Lulua adındaki bir kafir tarafından şehit edilmiştir.
HZ HATİCE (RA) rüyasında, gökten ay inip koynuna girdiğini, ayın nuru koltuğundan çıkıp, bütün alemi aydınlattığını görür. Sabahleyin bu rüyayı akrabasından olan Varaka bin. Nevfel'e anlatır. Varaka'nın tabiri aynen şöyledir; "Ahır zaman Peygamberinin seninle evleneceğine, Senin zamanında O'na vahiy geleceğine, dininin nuru alemi aydınlatacağına, en önce O'na iman edenin sen olacağına, O peygamberin Kureyşden ve Haşimoğullarından geleceğine alamet ve işarettir." yorumunu yapar.
ERTUĞRUL GAZİ Osman Gazi doğmadan bir gece ruyasında ocağında bir suyun kaynayıp gittikçe çoğaldığını büyük bir deniz haline gelerek bütün yer yüzünü doldurduğunu gördü uyanınca gördüğü rüyayı bir Allah c.c dostuna anlattı rüyanın tabir edilmesini istedi. O da Ertuğrul gazinin rüyasını senin bir çocuğun doğacak O ve suyu bütün yeryüzüne yahut da büyük kısmına hükmedecekler şeklinde tabir eyledi. Bir kaç gün sonra da Osman Gazi dünyaya geldi.
OSMAN BEY, sık sık Şeyh Edebali'nin ziyaretine gider, öğütlerini dinlerdi. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyleydi: Şeyhin koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünde bir ağaç bitti. Öylesine büyük ve ulu bir ağaç oldu ki, dalları ve kökleri tüm Dünyayı sardı.
Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Koca dağlar ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebali'ye anlatır. Edabali rüyayı şöyle yorumlar: Ey oğul Osman, padişahlık sana ve soyuna kutlu ve mubarek olsun, kızım senin helalin olsun dedi. Bir rüyadan doğan Osmanlılar tam altı asır Dünyaya egemen olurlar, hakim olurlar. Otuzaltı padişahtan kimi elli yıl, kimi ancak bir kaç ay saltanat sürdü. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey öldüğünde, kılıcından, elbisesinden ve mühüründen başka bıraktığı miras yoktu.
FATİH SULTAN MEHMED HAN’ın başında bulunduğu ordu Otlukbeli yakınlarında konaklamıştı. Padişah o gece bir rüya gördü. Bunu Ulemadan olan sadrazamına anlattı: “Rüyamda ya bayram yada düğün gibi bir kalabalık ortasında bulunuyordum. Kalabalık arasından Uzun Hasan pehlivan kıspeti giymiş bir şekilde ortaya çıkıp durdu. ‘Var mı benimle güreşecek, kendine güvenen pehlivan?‘ diye bağırmaya başladı.
Bunları bana bakarak ve meydan okuyarak söylüyordu. Bende bir pehlivan kıspeti giyerek meydana çıktım. Dövüş sırasında bir ara Uzun Hasan benim gafletimden yararlandı. Üzerime hücum ederek beni dizlerimin üzerine çökertti. O anda sanki Dünya başıma yıkılmıştı. Uzun Hasan’ın ikinci hamlesini yapmasına fırsat bırakmadan ayağa kalktım. Bana yaklaştığında göğsüne öyle bir yumruk vurdum ki, dayanamayarak sırt üstü yere düştü.
Hıncımı alamamıştım, bir elimi göğsüne sokup ciğerinden bir parçasını koparıp yere attım. Bunun üzerine kan ter içinde ve heyecanla uyandım.” dedi. Sadrazam; “Rüyanız hayırlara vesile olsun Sultanım.“ dedikten sonra, rüyayı şöyle yorumladı. “Bir sıkıntı çekileceğini, sonra bizim tarafın galip geleceğine işaret ve alamettir.” Bu yoruma üzülen Fatih, aynı rüyayı diğer beylere de anlattığında onlar da aynı cevabı verdiler.
Yani Sadrazam’ın tabirine hak verdiler. Gerçekten Otlukbeli savaşı, rüyayı tabir edenlerin söyledikleri gibi gelişti. Fatih’in kumandanlarından Murat Paşa asıl orduyu beklemeden düşmanla savaşarak yenilmiş ve askerlerin çoğu şehit olmuştu. Kaçanlar ise ordunun büyük kısmına katılmışlar ve ikinci savaşta Osmanlı ordusu galip gelmiştir.
Rüyalar dört kısma ayrılır
1-Rahmani rüyalar2-Şeytani rüyalar3-Bilinçaltı rüyalar
4-İstihare Rüyalar
RAHMANİ RÜYALAR : Allah tarafından kullarına müjde olarak gösterilen rüyalardır bunlar gerçek rüyalardır.
ŞEYTANİ RÜYALAR : Şeytan tarafından insanı korkutmak için görülen rüyadır şeytani rüyalar yalan rüyalardır.
BİLİNÇALTI RÜYALAR : Kişi gündüzleri kendi kafasında kurduğu olayları yaşadığı olayları gece rüyasında görebilir buda kişinin kendisi tarafından bilmeden oluşturduğu rüyalardır.
İSTİHARE RÜYALAR : Bir konu hakkında hayırlı mi ? şer mi ? olduğunu anlamak için belirli ibadetler sonunda uykuya yatıldığında görülen rüyalardır.
GÜZEL BİR RÜYA GÖREN KİMSE ALLAHA VERDİĞİ BU GÜZEL MÜJDEDEN DOLAYI ŞÜKRETMELİDİR VE GÖRDÜĞÜ BU GÜZEL RÜYAYI SADECE SEVDİĞİ VE DOSTU OLDUĞUNA İNANDIĞI KİMSELERE ANLATMALIDIR.
Fetih suresi ayet 27 sayfa 515.
" Yemin olsun ki, Allah Peygamberine o rüyayı doğru olarak gösterdi. " Peygamber Efendimiz, Hudaybiye seferine çıkmadan Mekke'nin fethedileceğini ve ashabı ile Mekke'ye girdiğini rüyasında görmüştür. Bu ayet onun için nazil olmuştur.
HZ ÖMER (RA) Medine' de bir rüya görür. Kırmızı bir horoz gelmiş göbeği ile kasığı arasını bir kaç kere gagalamış. Abdullah Bin Cafer'in annesi, Ümeys kızı Esma' ya Hazreti Ömer (RA)' nın gördüğü rüyanın yorumunu yaptırmışlar. Yapılan yorum aynen şöyledir. Ümeys kızı Esma şöyle demiş; " O emir el müminin olan Hazreti Ömer' e söyleyin hemen vasiyetini yapsın. Çünkü Acemlerden bir adam O'nu öldürecek. " demiş. Ve nitekim bir sabah namazında Mıgire Bin Şube' nin kölesi olan Ebu Lulua adındaki bir kafir tarafından şehit edilmiştir.
HZ HATİCE (RA) rüyasında, gökten ay inip koynuna girdiğini, ayın nuru koltuğundan çıkıp, bütün alemi aydınlattığını görür. Sabahleyin bu rüyayı akrabasından olan Varaka bin. Nevfel'e anlatır. Varaka'nın tabiri aynen şöyledir; "Ahır zaman Peygamberinin seninle evleneceğine, Senin zamanında O'na vahiy geleceğine, dininin nuru alemi aydınlatacağına, en önce O'na iman edenin sen olacağına, O peygamberin Kureyşden ve Haşimoğullarından geleceğine alamet ve işarettir." yorumunu yapar.
ERTUĞRUL GAZİ Osman Gazi doğmadan bir gece ruyasında ocağında bir suyun kaynayıp gittikçe çoğaldığını büyük bir deniz haline gelerek bütün yer yüzünü doldurduğunu gördü uyanınca gördüğü rüyayı bir Allah c.c dostuna anlattı rüyanın tabir edilmesini istedi. O da Ertuğrul gazinin rüyasını senin bir çocuğun doğacak O ve suyu bütün yeryüzüne yahut da büyük kısmına hükmedecekler şeklinde tabir eyledi. Bir kaç gün sonra da Osman Gazi dünyaya geldi.
OSMAN BEY, sık sık Şeyh Edebali'nin ziyaretine gider, öğütlerini dinlerdi. Misafir olarak kaldığı bir gecede gördüğü rüya şöyleydi: Şeyhin koynundan çıkan bir ay geldi kendi koynuna girdi. Göğsünde bir ağaç bitti. Öylesine büyük ve ulu bir ağaç oldu ki, dalları ve kökleri tüm Dünyayı sardı.
Gölgesi bütün yeryüzünü tuttu. İnsanlar o ağacın gölgesinde toplandılar. Koca dağlar ve dağların eteğinden çıkan coşkun sulara hep o ağaç gölge etti. Osman Bey rüyasını Şeyh Edebali'ye anlatır. Edabali rüyayı şöyle yorumlar: Ey oğul Osman, padişahlık sana ve soyuna kutlu ve mubarek olsun, kızım senin helalin olsun dedi. Bir rüyadan doğan Osmanlılar tam altı asır Dünyaya egemen olurlar, hakim olurlar. Otuzaltı padişahtan kimi elli yıl, kimi ancak bir kaç ay saltanat sürdü. Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Bey öldüğünde, kılıcından, elbisesinden ve mühüründen başka bıraktığı miras yoktu.
FATİH SULTAN MEHMED HAN’ın başında bulunduğu ordu Otlukbeli yakınlarında konaklamıştı. Padişah o gece bir rüya gördü. Bunu Ulemadan olan sadrazamına anlattı: “Rüyamda ya bayram yada düğün gibi bir kalabalık ortasında bulunuyordum. Kalabalık arasından Uzun Hasan pehlivan kıspeti giymiş bir şekilde ortaya çıkıp durdu. ‘Var mı benimle güreşecek, kendine güvenen pehlivan?‘ diye bağırmaya başladı.
Bunları bana bakarak ve meydan okuyarak söylüyordu. Bende bir pehlivan kıspeti giyerek meydana çıktım. Dövüş sırasında bir ara Uzun Hasan benim gafletimden yararlandı. Üzerime hücum ederek beni dizlerimin üzerine çökertti. O anda sanki Dünya başıma yıkılmıştı. Uzun Hasan’ın ikinci hamlesini yapmasına fırsat bırakmadan ayağa kalktım. Bana yaklaştığında göğsüne öyle bir yumruk vurdum ki, dayanamayarak sırt üstü yere düştü.
Hıncımı alamamıştım, bir elimi göğsüne sokup ciğerinden bir parçasını koparıp yere attım. Bunun üzerine kan ter içinde ve heyecanla uyandım.” dedi. Sadrazam; “Rüyanız hayırlara vesile olsun Sultanım.“ dedikten sonra, rüyayı şöyle yorumladı. “Bir sıkıntı çekileceğini, sonra bizim tarafın galip geleceğine işaret ve alamettir.” Bu yoruma üzülen Fatih, aynı rüyayı diğer beylere de anlattığında onlar da aynı cevabı verdiler.
Yani Sadrazam’ın tabirine hak verdiler. Gerçekten Otlukbeli savaşı, rüyayı tabir edenlerin söyledikleri gibi gelişti. Fatih’in kumandanlarından Murat Paşa asıl orduyu beklemeden düşmanla savaşarak yenilmiş ve askerlerin çoğu şehit olmuştu. Kaçanlar ise ordunun büyük kısmına katılmışlar ve ikinci savaşta Osmanlı ordusu galip gelmiştir.
Rüyalar dört kısma ayrılır
1-Rahmani rüyalar2-Şeytani rüyalar3-Bilinçaltı rüyalar
4-İstihare Rüyalar
RAHMANİ RÜYALAR : Allah tarafından kullarına müjde olarak gösterilen rüyalardır bunlar gerçek rüyalardır.
ŞEYTANİ RÜYALAR : Şeytan tarafından insanı korkutmak için görülen rüyadır şeytani rüyalar yalan rüyalardır.
BİLİNÇALTI RÜYALAR : Kişi gündüzleri kendi kafasında kurduğu olayları yaşadığı olayları gece rüyasında görebilir buda kişinin kendisi tarafından bilmeden oluşturduğu rüyalardır.
İSTİHARE RÜYALAR : Bir konu hakkında hayırlı mi ? şer mi ? olduğunu anlamak için belirli ibadetler sonunda uykuya yatıldığında görülen rüyalardır.
GÜZEL BİR RÜYA GÖREN KİMSE ALLAHA VERDİĞİ BU GÜZEL MÜJDEDEN DOLAYI ŞÜKRETMELİDİR VE GÖRDÜĞÜ BU GÜZEL RÜYAYI SADECE SEVDİĞİ VE DOSTU OLDUĞUNA İNANDIĞI KİMSELERE ANLATMALIDIR.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)

